27 Temmuz 2012 Cuma

RAMAZAN # 4



İlk görev yerim olan doğudaki ikinci yılımdı. Büyük ve çok odalı boş evde çoğu zaman yapacak bir şey bulamadığımdan  kimilerine lüzumsuz gelebilecek işlerle meşgul olurdum bazen. Orta boy karton bir kutuyu,  canlı renkli karmaşık desenli büyük bir alışveriş poşetiyle kaplamıştım mesela. O özenle kapladığım kutu , yere oturup sırtımı çekyata dayadığımda yazı yazdığım masa, çay bardağımı ve atıştırmalıklarımı  koyduğum bir sehpa, kimi zaman yemeğimi yediğim sofra olurdu . 

Ramazandı. Ev arkadaşım evlendiği için bir süredir yalnız yaşıyordum. Minik bir tepsiye hazırladığım tek çeşit yemek, ekmek ve içecekten oluşan iftarlığı karton kutunun üzerine koyup ezanı beklerdim. Babam arardı. Hem de her iftardan önce. Ne yiyeceksin diye sorardı. Yoğurtlu makarnaya bakıp başlardım saymaya. Çorba yaptım baba. Köfte kızarttım. Bir de yanında makarna var. Eve gelirken tatlı ve kola da almıştım. Babam sevinirdi kızı uzaklarda ama iyi durumda diye. Sonra ezan okunurdu, aklıma ailemle  birlikte iftar ettiğimiz sofra gelirdi. İstanbul'daki ezan, Sultanahmette kılınan teravih namazları... Suyu içerdim de elim bir türlü kaşığa gitmezdi.

Varlığı da yokluğu da, darlığı da bolluğu da gösteren Rabbime hamd olsun.


Hayırlı ramazanlar

YORUM YAZARKEN ÇİRKİNLEŞENLERE...!

Yazı yazmayı öğren de gel diyene bak. Bir de klasik kelimelerle yazı yazılmaz diyor sayın, saygın, değerli, kıymetli olmayan adsız. Başkalarının kelimelerini, cümlelerini ve duyguların ifade şeklini küçümsemek kolay. İnsanları eleştirmekten onları sevmeye fırsat bulamayan, gözleri, kulakları ve kalbi mühürlü meçhul şahsiyet. Üç beş cümle saçmalayıp sinirlerimi zıplatma.


YAZ KUR'AN KURSU # 6



Bayram gelmeden kart ve kutlama hazırlığına başladım. Yaz kursları dokuz hafta ve ben ikinci kurun sonu itibari ile yıllık izne ayrılacağım. Bu yüzden çocuklarla şimdiden bayram kartı hazırlığına başladık.

Siz de beğendiyseniz  5-15 yaş arası için  bu kartı indirip çıktısını alarak kullanabilirsiniz.



Çıktısını aldığınız kağıdı renkli fon kartonuna yapıştırırsanız boyaması ve duruşu daha güzel olacaktır. Çocuklarınızla kaliteli zaman geçirmek için bence bu fırsatı değerlendirin.

22 Temmuz 2012 Pazar

RAMAZAN # 3



Evin tek klimalı odası gözbebeğimiz şimdilerde. Evimizde dört hatim başlandı elhamdülillah. Abdestini alan klimalı odanın yolunu tutuyor. Baktık dolu hemen yan tarafındaki odaya süzülüyoruz. Hay aksi orası da dolu. Neymiş efendim ben sesli okuduğum için onların okumasını yavaşlatıyormuşum. Bu yüzden beni almıyorlar yanlarına. Koridora sandalye atıp odanın boşalmasını bekleyerek okumayı geçiriyorum aklımdan. Sonra gögsüme sıkı sıkı bastırdığım Kur'anımla birlikte evin güneş alan en sımsıcak odasına yatay geçiş yapıyorum.  Okuyorum, okuyorum, okuyorum. Tülü havalandıran serin bir rüzgar doluyor odaya. Ahh bir de gül kokusunu duyabilsem.

Allah kısmet ederse iki hatim bir de meal-i şerif  hatmi düşünüyorum Ramazan Bayramına kadar. Bu arada iki cüz öndeyim ailemin kıymetli fertlerinden. Yer yer kıskançlığa neden olsa da benden gizli gizli okumalara devam edilse de kaptırmayacağım birinciliğimi :))

Evimizin her odası Kur'an sesiyle , kalplerimiz huzurla, gözlerimiz hoşlukla dolu. Hamd olsun.



Hayırlı ramazanlar


“ Rabbim can kulağıma ilahî duyuş ver,
Mukaddes nizamına nokta nokta uyuş ver,
Gönül tasımı doldur en güzel nur ile,
O yüce kitabını dosdoğru okuyuş ver!”

RAMAZAN # 2



Ramazanın ikinci günü ve babam evde değil. İftara yarım saatten az kaldı. Sormuyorum bile anneme. Ramazan ayında iş gereği çok yoğun olan babama hak vermiyor değilim. Ama... Ama yaşım kaç olursa olsun ben babamın büyüyen küçük kızıyım. İlk iftarımızı budanmış bir ağaç gibi kırpık bir halde iki kişi yapmıştık. Anneme eskiye özlemimi anlatan üç kelimelik kocaman bir cümle kurmuş sonra da susmuştum.

Masamız hazır. Bu sefer annem ve abim de bizimle oturacak sofraya. Şeker hastalarının normalde öğünlerini aksatmamaları lazım, ama anne işte. Bakıyorum beş tabak var. Gözlerim anneme sorular soruyor, dudaklarım kıpırtısız. Babana söyledim, o da  iptal etti gideceği yeri, gelmek üzeredir derken gülümsüyor. Hep birlikte "eskisi gibi" sofraya oturacağız.

Şimdi size ne yazsam o anki sevincimi anlatmaya yetmez. Hemen aradım babamı. Fırına uğramış, pide kuyruğunda ,bir gözü de saatte. Pencereden sarktım. Kulağım ezanda, gözüm gelecek olan arabada, gönlüm mutluluk diyarlarında.

Eskisi gibi oturuyoruz soframıza. Dualar eşliğinde beş kişiyle  açılıyor iki kişin orucu. Öyle tatlı bir an ki... Sohbet ediyoruz, gülüyoruz, eskiye değinmeden de geçmiyoruz. Planlar yapılıyor. Bir akşam Sultanehmet'te yapacağız iftarı, bir akşam yeni açılan Mimar Sinan Camiinde kılacağız teravih namazını.

Kız kardeşim biz sofradan kalkmadan türk kahvelerimizi pişiriyor. Sonrası iyilik güzellik, sağlık :)


Herkese hayırlı ramazanlar

21 Temmuz 2012 Cumartesi

RAMAZAN # 1

Kitapları kazanan...


İftara yakın bir zamandı. Ayran reklamı adı altında bir sürü şahane yiyeceği görüp yutkunurken bir bankanın reklamı başladı. Evin en yaşlısı davulun sesiyle uyanıp mutfağa giriyor . Sonra diğerleri uyanıyor, çocuklar öpülerek uyandırılıyor. Küçücük mutfakta kimi kahvaltılıkları masaya götürüyor, kimi pideleri kesiyor, açılamayan bir kavanozun kapağına evin babası müdahale ediyor. Hep birlikte masaya oturuyorlar. Benim yüreğim kabarık, gözlerimde sağnak habercisi ıslak titreşimler. Anne diyorum, yutkunuyorum sesim titrese de söylemeden edemiyorum. Ne  güzeldi eskiden, ne güzeldik. Hep birlikte sahura kalkar çayımızı da sohbet ederek balkonda içerdik. Babam güzel şeyler anlatırdı, biz öyle rüzgara sevdalı gecenin ışıklarını izlerdik. Şakalaşır gülerdik. Babam başlardı bizim sevmediğimiz maniyi söylemeye. "Ekmek yedim kuruca, su içtim duruca, niyet ettim bugünkü oruca..." Ben falanca cüzdeyim, sen kaçtasın der, rekabet ortamı yaratır ve hep beni geçerdi. Ve ben babamı hep daha çok severdim.
Uzun süredir şeker hastası annem , babam, abim. Buna rağmen hep ramazana, oruca sevdalıydılar. Bu yıl çok ciddi uyarılar neticesinde sofralarımız, neşemiz yarım kaldı. Sizin okuyup kısa sürede unutacağınız bu yazı  var ya, benim boğazıma yapıştı. Elimin tersiyle sildiğim yaşlara inat yazmayı bırakmadım.
Sahurda tabağınızın yanında bir tabak daha duruyorsa bunun kıymetini bilin derim. Eskiyi çokça hatırlar oldum. Yaşlanıyorum sanırım.

Aslında kitap çekilişinin kazananını ilan etme niyetiyle bu yazıya başlamıştım. Kısmet sonunaymış. Daha önce de kitap çekilişleri düzenlemiş ve 20 kişinin üzerine çıkamamıştım. Elhamdülillah bu etkinlikte artı haklarla birlikte 94 kişiyi ağırladım. Kazanan  "SANDUKAM"

Kendisini tebrik ediyorum ve  kısa sürede iletişim bilgilerini mail atmasını bekliyorum. Yedek kişiyi de belirledim. Sandukam bana pazartesi sabahına kadar ulaşmazsa yedeği açıklayacağım.


Hepinize güzel bir hafta sonu diliyorum
Sevgiler

20 Temmuz 2012 Cuma

HAZIRLIK


Bu kıymetli aya ulaşmamızı nasip eden Rabbimize hamd olsun. Ramazanı güzel bir şekilde değerlendirmeyi, ağız tadıyla bayrama ulaşmayı da Rabbim cümlemize nasip etsin.  Amin dedikten sonra  fotoğrafların anlatmak istediğini yazmaya başlıyorum ))




El emeği göz nuru bayram kartları hazırladım sizler için. Paylaşımların çoğaldığı sevinçlerin arttığı özel günler olan bayramda birbirimize kart yollamaya ne dersiniz?




Minik bir zarfa sığdırılmış kocaman bir  mutluluğa sahip olmak istiyorsanız " bayram kartı etkinliğine" buyrun.


Yukarıdaki mail adresine   ad soyad , adres ve varsa blog isimlerinizi yazıp benden haber bekleyin.  10 Ağustos Cuma günü katılımcıların listesini ve eşleştiğiniz kişinin bilgilerini mail adreslerinize yollayıp çekileceğim kenara. Herkes bir kişi ile eşleşecek. Siz ister eşleştiğiniz kişiye kart yollarsınız ister seçtiklerinize isterseniz hepsine.

Bu arada ben ev sahibesi olarak katılımcıların hepsine kendi hazırladığım kartlardan yollayacağım.

Sevilerimle
Hayırlı cumalar

Not: Eşleşme fikri Seda Hanım'a ait
Ne güzel düşünmüş değil mi :)

17 Temmuz 2012 Salı

SON 4 GÜN


KATILIM İÇİN SON DÖRT GÜN



Çekiliş için hiçbir şartım yok

Yorum kısmına mail adresinizi yazmanız yeterli

Bloglarında çekilişi görseli ile paylaşanlara +2 hak vereceğim

( paylaştığınıza dair linkleri eklemeniz gerekmektedir)

20 temmuz akşamı kazananı ilan edeceğim

Herkese bol şans

14 Temmuz 2012 Cumartesi

KÜL KEDİSİ

Yüzüme kedi makyajı yapmadım. 
Kamuflaj için yıldız ekledim fotoğraf programından.


Cuma hediyelerini verip miniklerin kalplerindeki tahta oturduktan sonra alacaklı gibi boğazıma yapışıp canıma kasteden sıcak ve nemden kurtulma adına eve, klimanın olduğu odaya zor  attım kendimi. Beş altı parça buzun yüzdüğü uzun bardağa su, soda, meyve suyu koydukça keyfim yerine geldi.

Vakti zamanında Tahtakale'den metresi iki liraya renkli tüller almıştım. Birazıyla sınıfın kapısını süslemiş, birazıyla da kandilde ve diğer özel günlerde program yaparken tahtaya asılabilecek dekor amaçlı tülden çiçekler yapmıştım. Elimde beni derin düşüncelere sevkeden yarım metre kırpık bi tül parçası kalmıştı . Bundan ( yarım metrelik kırpık tülden) ne yapabilirim düşüncesiyle dolaşıyordum.
Malumunuz yaz mevsimi olduğundan her köşeden bir düğün, gelin fotoğrafı fırlıyor.Kız kardeşimle, yok şurası şöyle olsaydı, ben olsam böyle yapardım diye bol keseden konuşup  gülüşüp duruyoruz. Abla acaba sen nasıl gelin olurdun, beyazlar yakışır mıydı diye sorunca ben de merak ettim. Hatta hayal ettim. Cidden ben nasıl bir gelin olurdum ??? Kırpık tül parçasından ben sana duvak yaparım diyince  malzemeleri bu sefer halının üzerine değil klimalı odadaki sehpanın üzerine yığdık. Makyajla işe başladık. Saten eşarbı bağladıktan sonra kırpık tül kız kardeşimin elinde kül kedisinin dönüşümüne benzer bir şeyler yaşadı. İğnelerle, bileklik ve kolye ile yukarıda görmüş olduğunuz gelin başını çıkardı.
Kırpık tül 2.5 tl , saten eşarp+bone 7.5 tl  , bileklik 5 tl  ,  kolye 5 tl
Anlayacağınız malzemenin, kalitesinin bazen pek bi hükmü kalmıyor.  Şimdi size soruyorum. Anlattıklarım olmasaydı 20 liralık malzeme ile yapılmış bir gelin başını ve beyaz gömleği kim farkedebilecekti?

Bu arada yakışmış mı?
Rabbim gerçeğini yaşamayı ve
sizinle burada paylaşmayı nasip etsin
Sevgiler
:)

12 Temmuz 2012 Perşembe

YAZ KUR'AN KURSU # 5


İki gün önce fon kartonu, pipet ve topitoptan ne yapılır diye sormuş ve işe girişmiştim. Sayı çok evde geçirdiğim vakit az olunca tamamlamak iki gün sürdü. Kız kardeşimin desteği ve yardımıyla gecenin ikisinde bitirdik.



Ortaya çıkan ürün dört aşamadan oluşuyor. Katonlara önce kelebek desenini çizdik. Desenleri kestik. Topitopların saplarını döndüre döndüre pipetlere soktuk. Kesilen kelebek desenlerine pipetleri geçirdik. Ne kadar basit demeyin lütfen. Elli taneden fazla yapınca kolay bile zorlaşıyor



Hiç üşenmedik, yorulduk demedik, gözümüzden uyku aka aka  salondaki halıya baharı getirdik :)
Sizler de çocuklarınızın doğum günlerinde arkadaşları için böyle bir çalışma yapabilirsiniz.


Cuma hediyeleri şimdiden hazır. Sıra beklemekte




Kız kardeşime kucak dolusu sevgiler
Yardımları için  de çok teşekkürler
Güzel geçsin gününüz :)

10 Temmuz 2012 Salı

YAZ KUR'AN KURSU # 4



Çocuklar için güzel bir hediye düşünüyorum.Malzemeleri görüyorsunuz. Renkli fon kartonları, pipetler ve sakızlı topitoplar.


Ben aklımdakileri yapmaya başlayayım siz de tahminlerinizi paylaşın benimle. Sizce bu malzemelerden nasıl bir şey çıkaracağım ortaya :)

9 Temmuz 2012 Pazartesi

El yapımı kart ve stamp


Kız kardeşimin el emeği göz nuru

Kısa bir süre önce yirmi taneden fazla renkli fon kartonu almıştım. Yarısını kullandım bile. Hazır stamp seti de almışken kart hazırlayıp desenleri öyle göstereyim istedim. Gece yarısına beş on dakika varken kız kardeşle birlikte hummalı bir telaş ile odamda dolanmaya başladık. Halının ortasına fon kartonlarından, kurdelelerden, boncuk ve pullardan yığınak yapıyor aklımıza ne gelirse karınca gibi taşıyorduk. Kestik, yapıştırdık, alladık pulladık, stampları da kullanarak böyle göze hitap eden bel ağrısı kartları hazırladık.
  



Yapım aşamasındayken kartı kimin için hazırladığı değişti de değişti. Ama en sonunda bende karar kıldı ve ilk kartını bana hediye etti. Ben çok beğendim. Kız kardeşimle birlikte  geçirdiğimiz güzel anın  hatırasını taşıyan bu el emeğini önce kalbimde sonra İstanbul nakışlı kutumda saklayacağım.


  Bu da benim hazırladığım minik kart.




7 Temmuz 2012 Cumartesi

stamp seti


İşte bunlar benim yeni gözdelerim. Uzun zamandır almayı istiyordum . Bugün d&r uğradım. Tam çıkıyorken  bu harika stamp setlerini gördüm. O kadar hoşuma gitti ki  iki tset birden  aldım. Stamp ne diye merak edenler olursa damga gibi, kaşe gibi bir şey. Eskiden patatesi oyup şekiller vererek patates baskı yapardık ya işte bu da onun modern hali. Birazdan bütün desenleri deneyeceğim.


Stamp setlerinin yanında İstanbul temalı teneke kalemliği gördüm. Hem İstanbul'a hem de teneke kutulara düşkün biri için bu kalemlik bulunmaz hint kumaşı.

Bin Muhteşem Güneş kitabından sevdiğim yazarın  "Uçurtma Avcısı" kitabını da alarak mutlu mesut döndüm evime.

Siz neler aldınız?
Stamp kullananlarınız var mı?
Sevgiler

benzer
benzer