28 Ocak 2013 Pazartesi

25 Ocak 2013 Cuma

Mutlu son



Öndeki üç belge farklı değil, renkli kağıttakiler temenni cümleleri ve arka tarafında da katılım belgesi



Karne # 3

Yaklaşık bir ay öncesi
Hocam!!!
Efendim Ayşe Hanım,
Bu sene de karne verecek misiniz?
Gülümsüyorum,
Çünkü ben de bilmiyorum verip vermeyeceğimi.
Hazırlamak, uğraşmak, gerekli malzemeleri tedarik etmek vs gözümde büyüyor.
Hala gülümsüyorum,
Aslında...
Aslında diye başlanan cümleden ne hayır beklenir ki?
Ayşe hanımın omuzlarında hafif bir çökme, gözlerinin ışığında azalma...
Aslında diyorum Kur'an kurslarında karne verilme durumu yok
Siz geçen sene eltime vermiştiniz, ben onu çok beğenmiştim.
Geldiğimden beri hep sormak istedim verip vermeyeceğinizi ama sizin de işleriniz yoğun.
Meslekte 7. yılı çalışırken ve her dönem sonunda yüzleri güldürmüşken , şimdi niye!!!
Bu karne meselesini biraz düşünelim Ayşe Hanım ne dersin?
Tamam Hocam,
Evet karne hazırlamak lazım ama  geçen senekinden farklı bir karne.
Karne bir ay boyunca farklı zamanlarda meşgul etti zihnimi


Yaklaşık iki hafta öncesi
Hocam!!!
Efendim Zinet Hanım
Bu sene de karne verecek misiniz?
Hımm, evet karne...Vereyim mi?
O nasıl sevinç, o nasıl heyecan, o nasıl coşkulu bir ses!!!
Evet hocam verin, ben daha önce hiç karne almadım.
:(
Ama böyle de vurulmaz ki
Hassasım, vicdanlı biriyim....
Hiç okula gitmedim, hiç karnem olmadı
:(
Zaten ilk defa burda sınav oldum ( tecvit sınavı)
Kağıdımı hala saklıyorum.
Heyy Hoca abla, 
Üşenme de hazırla şu karneleri.
Tamam Zinet Hanım hele bi gelsin dönem sonu

Yaklaşık bir hafta öncesi
Hocam!!!
Efendim Asiye Hanım
Bu sene de karne verecek misiniz?
Özellikle mi yalnız olduğumuzda mı soruyorlar bu soruyu?
Reddedilme ya da
"Kocaman kadın olmuş hala karne bekliyor" şeklinde eleştirilme korkusu mu?
Asiye Hanım, nereden biliyorsun sen karne verdiğimi?
Geçen sene komşum öğrencinizdi, 
Gün yaparken bütün herkese gururlanarak karnesini gösterdi, 
Ben de bu sene göstereceğim komşularıma
:(  ,  :)  ,  :D    ,   :P



Heyy Hoca Hanım, 
Üşenme de hazırla şu karneleri.


Veeeee
Dün akşamdan beri hummalı bir çalışma var  benim odamda
Kız kardeşimle birlikte  sırtımızı, bacaklarımızı ağrıtana kadar uğraştık.
Siz de karne ister misiniz?
İstersiniz, istersiniz
:):):)

24 Ocak 2013 Perşembe

Karne Hediyesi




Yağmurlu bir pazar günüydü. Her pazar koşarak , cıvıldayarak gelen 8-12 yaşlarında dört kız çocuğu için tülünü hafif araladığım cam kenarında endişeyle bekliyordum. İnşaallah anneleri izin vermemiştir cümlesine sığınırken gri, soğuk havayı ve şiddetli yağan yağmuru tuzla buz eden gülüşleri duydum ve sonra hızla koşan kız çocuklarını gördüm. Sarıldık. Yağmurluydu , keşke... dedim. Başka da bir şey diyemedim. Çoktan kızlar yerlerine oturmuş derslerini bulmaya çalışıyorlardı. Bu sefer koşma sırası hoca ablalarındaydı. Ocağa mis kokulu çay için su koydum. Kağıt parayı da avucuma sıkıştırıp ruh yıkayan gönül okşayan yağmura bıraktım kendimi. Elma çayı içip portakallı kek yedik. Derslerini dinledim. Ortaklaşa okudukları  hikaye kitabımızdan da bir bölüm okuduk. Sonra yanaklarıma gül kondurup yağmura karıştılar.
Hoca abla olmak çok güzel. Sevildiğinden çok sevmek belki de sevdiğinden çok sevilmek de cabası :)

Bu hediyeler küçük kız çocukları için
Öğrencilerimin çocukları da gelecek
Yarın sınıf pek şenlikli olacak
Şimdiden hazırım
Buyursunlar

23 Ocak 2013 Çarşamba

Kandil Mesajı # 3







.

HALET-İ RUHİYE




Otomatiğe bağlı kapılardan , otomatiğe bağlanan hayatları mesai saatleri denen kısmına bırakıyorken araçlar ve yolunu bile ayaklarım buluyorken ... "Başımı kaldırıp etrafıma bakmıyorum ki kendime nasıl bakacağım?" sorusuna muhatab bir ruh halindeyim şimdilerde.


Güneşin İstanbul'dan çok erken doğduğu bir şehirde erken kalkardı insanlar. Çünkü sabah erken olur, gün erken ışırdı. Üç beş eşyadan ibaret odama geldiğimde boş bir kabre uzanır gibi yatağıma uzanıp büzülür , gözlerimi kendime dikerdim.

Papatyalar vardı...Öyle bahar gibi bir mevsimdi. Papatyaların beyaz yapraklarını yolar gibi kendimde olanları yoklar ve başlardım kendimin çiçekli bahçelerini talan etmeye.

Körpe zamanlarım vardı. Ellerim ceplerimde ,acabaları bir ıslıkla yarım bıraktığım yağmursuz bir gece hatırlıyorum. Bir papatyayla aynı toprağa uzanmış ruhumun yanıbaşındayım sanırım. Soranlara kederden değil kaderdendir diyebiliyorum ölçülebilir mesafelere serpiştirdiğim hıçkırıkların uzağında. 

Ve gün düşüyor toprağa. İstanbul'da yine akşama yakın bir zaman. Şehir evine dönüyor telaşla. Ve yine sabahlar erken oluyor geceler hep erken.


13 Aralık 2011
Okumayanlar için...

Kırtasiye # 6



Ben hiç akıllanmayacağım. Daha önce DEX yayınlarından iki kitap okumuş ve bana göre olmadığına karar vermiştim. Genç yetişkin denilen 18-25 yaş grubu için zevkli olsa da konu ve edebi yanı bana uygun değil. Bunu bile bile kız kardeşime aldığım Gece Okulu kitabını okumaya başladım. Altı gündür elimde ama 200 sayfayı geçemedim.  Hala merdivenlerde ve ormanda koşan kızlar, kızları kolları arasına alan liseli delikanlılar var. Cidden Allah bana akıl fikir versin. Bu tarz kitapları sevenlerin beni yanlış anlamayacağını umuyorum. Kitap güzel olabilir ama ben kitaba uygun değilim.  Ama Şah Mat kitabının yazarı -ki bayıla bayıla okumuştum- yeni kitabıyla sımsıkı kavrayıverdi beni. Okumaya başlayalı daha yarım gün olmuşken 210 sayfayı geride bıraktım. Gece de gece okulu da bitmez



Bu güzellikleri bugün aldım. 





22 Ocak 2013 Salı

Atlas -Ocak-


Atlas dergisini ,özellikle de hediyelerini çok seviyorum. Aralık 2011 ajandasını da Aralık 2012 Piri Reis ajandasını aldım. Bugün büyük bir marketin dergi reyonundayken gözüm ilk Atlas Dergisini aradı.  Ocak sayısı Türkiye'de Görülmesi Gereken 365 Yer isimli 2013 takvimi hediyeli.



1 Ocak : Kastamonu'nun Devrakani ilçesinin en heybetli dağlarından Yaralıgöz, ayrıca gözde bir mesire alanı.
2 Ocak : Yeşilırmak, tarihi mimari dokusuyla dikkat çeken Amasya'nın içinden geçiyor, manzarayı görkemli kayalıklar tamamlıyor.

Diye devam eden çok güzel bir takvim. Meraklısına duyrulur.

19 Ocak 2013 Cumartesi

KIRTASİYE # 5


Cup cakeli postitleri görüp de almadan geçemedim. Kitapların altını çizmeyi sevmediğim  için beğendiğim cümlelerin kenarına böyle renkli postitleri yapıştırıyorum. 


Bu Pilot marka kalemleri Kabalcıdan aldım. Kırtasiye ürünlerinde %20 indirim ay sonuna kadar devam edecekmiş. Kırtasiye ürünlerini seviyorsanız ve İstanbul'daysanız Kabalcıya uğrayın derim. İndirim bitmeden bir kere daha uğrarım gibime geliyor.( bu ay iki kere gittim)


Kitap fuarından kız kardeşime aldığım bu kitabı okumaya başladım. Anlatımı güzel, rahat okunan bir kitap. Şimdiden 120. sayfaya geldim.Merak içindeyim.

Güzel bir hafta sonu diliyorum.
Yarın AYRAÇ bakacağım Eminönü civarından
Belki bir kırtasiyede karşılaşırız

14 Ocak 2013 Pazartesi

Diyorum



Doğudan, sağ  tarafımdan aydınlanmaya  başlarken dünya, aşk diyorum...   
Aşk diyorum, en çok seher vakti camdan bakanlara yakışır. Bir bilsen diyorum,  bir de sen diyorum.



Güzel geçsin geceniz

8 Ocak 2013 Salı

Tarçın kokulu hayaller


Lapa lapa yağan karla seni devşirdiğim gecenin sabahı... Hayalin titrek mum alevi gibi ha söndü ha sönecek derken ocaktaki demliğin fokurtuları, taze dem kokusu  bir kenarda durmuşluğumu alıp yeniden hayata katıverse . 

Kar yağsa
Mutfağı tarçınlı kek kokusu kaplasa
İki dilimi senin
Tebessümlerinin hepsi benim olsa

Yeni



Her yer beyaza bürünmüşken gözüm renkli şeyler görmek istedi. Bir müddet bu headeri kullanacağım. Sevgi'nin yaptığı header baş tacı. Onun yeri her zaman ayrı.

Bahar değsin gözlerinize
Beğendiniz mi?

Şeddeli limon


Dediler ki bugün sana tatil. Hak ettim tabi dedim hemen. Dün  45 dakika otobüs bekleyip soğuğu iyice emdim. Gideceğim yere iki saatte ulaşınca  ve dönerken aynı eziyeti gecenin ayazında yaşayınca  haliyle sabah nane limon tadında uyanıyorsun. Hasta değilim ama kırgınım :)

Soğuk ve fırtınalı bir gecede tüm rahatını bir kenara bırakıp dışarı çıkan Vasili'ye inat , soğuk ve fırtınalı bir İstanbul gününde bütün rahatsızlıklarımı bir kenara bırakıp evden çıkmıyorum. Bitki çayımı tazeleyip sayfalara gömülmek için müsade.

Nane limon + limon
Safranbolu lokumları
Efendi ile Uşak
94 sayfa

4 Ocak 2013 Cuma

Nihayet



Dün gece yaşamış olduğum fotoğraf yükleyememe sorunundan sonra yardım çağrımı duyup derdime deva olan sevgili moriçeye  teşekkür ederim.
Birkaç kişi daha aynı sorunu yaşadığını yorumlara yazdığı için bunun genel bir sorun olabileceğini düşünüyoruz. Umarım geçicidir. 
Google crome den blogunuzu açtığınızda fotoğraf yükleme ile ilgili bir sorun yaşanmıyor diyince moriçe, hemen denedim. Vee..... Piri Reis ajandasından birkaç kare.

Kırtasiye postunda Piri Reis ajandasının da görseli vardı. Yorum kısmına Sevgili "benbir" iç sayfalarını merak ettiğini yazınca  ben de fikir amaçlı birkaç kare fotoğrafını çektim.  Umarım bu güzel ajandayı kaçırdığına çok üzülmezsin.

Yardım !!!

Resim ekleye tıkladığımda   JPG, GIF veya PNG dosyaları yükleyebilirsiniz. uyarısı çıkıyor. Dün geceye kadar hiçbir sorun yaşamayan ben birden bire böyle tuhaf bir uyarı ile karşılaştım. İnanın geceden beri nedir? nedendir ? diye düşünüp defalarca resim yükleme çalışması yaptım.
Konuyla alakalı bir bilgisi ya da bana yardımı olacağına inandığı bir fikri varsa lütfen paylaşsın
Sevgiler

3 Ocak 2013 Perşembe

Kırtasiye # 4

Gıpta marka A6 craft defterlerden Kadıköy'e gittikçe aldım. Çizgili, kareli, çizgisiz ... Dördü arkadaşlarıma ikisi kardeşime altı tanesi de bana derken on iki tane defter almışım. Ne kadar çok sevdiğimi anlayın )) Tabi fiyatı uygun olunca sayıyı abartabiliyorum.


Yine Gıptanın büyük boy kareli defterlerinden iki tane aldım bugün. Hatta kullanmaya bile başladım. Kağıtlar sarımsı renkte olduğu için renkli kalemlerle yazıldığında yazı bi güzelleşiyor sanki. Kabalcı'dan 4 farklı renkte sedefli kart ve zarf aldım. Benim gibi hediye etmeyi sevenler için evde depolanması gereken ürünlerden.


Kabalcı'dan pembe renkli kesim aparatı aldım. Üzerindeki minik kareler düzgün kesim için harika. Bu arada kabalcı alışverişim 28 lira tutmasına rağmen 20 lira ödedim. İndiriminden yararlanın derim.
Bir çok kişi Atlas dergisinin Aralık ayını sırf hediye ettiği ajanda için satın aldı. En azından blogunda paylaşanların söyledikleri bu. Sayfa sayısının az ve not tutmaya müsait olmadığından şikayet ederek aldıklarına pişman olduklarını söyleyen cümleleri çok okudum. Bazı şeyler koleksiyondur. Kullanılmaz. Sahip olmak, ara sıra bakmak yeterlidir. Bu ajanda da böyle . Ben iki tane satın aldım ve hiç pişman değilim. Geçen sene de Aralık ayında  Atlas dergisinin yeni yıl ajandası almıştım. Seneye de almayı düşünüyorum. Verirlerse tabi ))


Teneke kutuları sevdiğimi ve biriktirdiğimi blogumu takip edenler bilir. Sevgili kuzenim de bana bu harika kutuyu içini doldurup yollamış. Kargoyu alınca çok mutlu oldum. Saymadığım ama hepsini ellediğim tokalara da bayıldım. Yalnız kuzen geç kaldın. Kuaföre gittiğim gün tokaları almak zulüm değil mi :)

Gelelim bu pembe cici şeylere. Kurban bayramından sonra pembe etkinliğe katılmıştım. O zamanlar ayraç koleksiyonumu paylaştığım bi seri yaptığım için araya başka postlar girsin istemedim. Sonra da bir türlü zaman ayırıp da fotoğraflayamadığım için bu güzellikleri sizlerle paylaşamadım. Makyaj ürünleriyle aram iyi olmasa da tokaları, bardağı, kalemliği severek kullandım, kullanıyorum.cicileydi.blogspot.com adresinin sahibesine kocaman sevgiler.


Kimler sizi mutlu etti?
Siz kimleri mutlu ettiniz?
En son neler aldınız kırtasiyeden?

1 Ocak 2013 Salı

Ocağın biri


VİKİTAP

2013 Okuma Hedefi: 65 ve daha fazlası.
Ve her ay okuduğum kitabın iki katı kitap alma.
Daha fazla kitap almak için daha fazla okumak.

Güzel geçsin yılınız. Gülümseyin.

benzer
benzer