26 Ağustos 2012 Pazar

Kırtasiye # 3


Bunlar da kırtasiye ailesinin yeni üyeleri. Sekiz renkli kalemi o kadar çok sevdim ki beş tane aldım. Biri kırtasiye etkinliğinde eşleşeceğim arkadaşa gidecek.



 
Bol bol sticker aldım. Fiyatları da uygun olunca dozu biraz kaçtı.

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Şerefiye'de kahvaltı


İncecik bir derenin üzerine yapılmış kamelyada kahvaltı yapmak sanki bütün yıpranmış kabuklarımdan arınmak gibiydi. Ormanın içinde mis gibi hava, dağlardan getirilmiş buz gibi su. Kuş sesleri, yaprak hışırtıları , çocuk cıvıltıları...




Sağolsun babacığım bizi Şerefiye'ye kahvaltıya götürdü. Bizim buraların eritme peyniri meşhurdur. Önce elinin tersiyle çatal bıçağı iteceksin. Kara fırında pişirilen odun ekmeğini elinle yırtıp kocaman bi parça koparacaksın. Bol tereyağlı peynire bandırıp kokuyu içine çekeceksin. Sonrası muhteşem. Aman canım alt tarafı peynir diyenler olabilir. O ortamı görmeden , muhteşem lezzeti tatmadan bana hak vermeniz mümkün değil. Fiyatları çok uygun, servis güzel. Biz 5 saat kaldık. Uzun uzun kahvaltıl, bol sohbet. sonrası demlik demlik çay.


 
 
İstanbul'dan 3-3.5 saat sürüyor. Arabanız varsa bir hafta sonu kaçın buralara derim. Dönerken amcamın fırınına uğrayıp tava ekmeği almadan geçmeyeceğinize söz verirseniz size bu harika yerin adresini de söylerim :)

24 Ağustos 2012 Cuma

Çarpı işi ayraçlarım

 

Bloglarda çarpı işi ayraçları görüp iç geçirirdim. Beğendiğimi görünce sevgili Seda ve Ayşegül bayram kartı etkinliğinde çarpı işi ayraç ve kart yollayıp beni çok mutlu etmişlerdi.  Daha önce denemediğim için yapamayacağımı düşünür yapanlara imrenirdim.

Kuzenim blogumun sıkı takipçisidir. Çarpı işine heveslendiğimi görünce bana gösterebileceğini söyledi. Daha önce seccade işlediğinden malzemeler hazırdı. Düşündüğüm kadar da zor olmadığını gördüm yapmaya başlayınca.

İlk olarak büyük kalpli ayracı yaptım. Ebruli ipin dikkat gerektirdiğini göz ardı etmişim. Haliyle  kalplerin ortasından şerit geçti :) Ertesi gün de minik kalpli ayracı bitirdim.
  


Kuzenime teşekkürler :)

Son  7 gün

23 Ağustos 2012 Perşembe

Kırtasiye # 2

 
Çizgisiz ,mıknatıslı defterim

 
İstanbul temalı normal kalemlerin iki katı büyüklüğündeki tükenmez kalemim.
 
 
 
İstanbul'a dönmeye 8 gün kaldı

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Kırtasiye # 1

 
İnsanın kendi evinde internet olmayınca böyle her şeyden uzak kalıyor :) İnternetimiz yok, bari gezelim diye çarşıyı alt üst ettik. Burası küçük bir ilçe . Dön dolaş aynı yer. Kırtasiye alışverişi yaptım. Selim kardeşimin düzenlediği etkinlik için iyi bir başlangıç oldu bugün aldıklarım.

 
Renkli mini defterler, uçlarında kelebek ve tüy olan renkli kalemler , rengine ve desenlerine bayıldığın teneke kutu. Hepsini çok beğendim ve severek aldım.
 
Sizler neler aldınız?
İstanbul'a dönmeye 9 gün kaldı.

21 Ağustos 2012 Salı

Aylak Adam


Ölüyü diriyi ziyaret etmekten ne kitap okudum ne bilgisayar başına oturabildim. Şikayetçi de değilim bu durumdan. İstanbul'da kapımızı çalan olmuyorken Adapazarı'nda gelen giden, akraba, komşu evimiz hiç boş kalmıyor.

Temizlikçi kitabını bitirdim. Verdiğim paraya ve geçirdiğim zamana acıyorum. Aylak Adam'ı okumaya başladım. Umarım hayal kırıklığı yaşamam.

İstanbul'a dönmeye 10 gün kaldı
Daha buralardayız

18 Ağustos 2012 Cumartesi

İstanbul hatırası



Dün kuzenlerime ve kız kardeşime bayram hediyesi alırken kendimi de ihmal etmedim. Ramazan dolayısıyla Optimum alışveriş merkezinde  hat ve kaligrafi sanatçısı stant açmış. Uğramadan olmazdı. İstanbul sevgimi bilmeyen yoktur sanırım. Genelde isim yazdırılırken ben İstanbul yazdırdım. Tabi alt köşeye de kendi adımı :)



Zaten yorulmuştum. Oturduğum sandalyeye kuruldum da kuruldum. Çok ilgili bir beyefendiydi. Epey sohbet ettik. Normalde isim yazdığı kağıtları satmıyor olmasına rağmen ben çok beğendiğimi söyleyince 4-5 tane verebilirim dedi. Ama ben kibarlık yapıp 10 tane aldım :)Çok cüzi bir ücret istedi ben de olmaz demedim tabii :)


Bir de anahtarlık üzerine yazdırdım İstanbulumu. Güle güle kullanırım artık.


Beğendiniz mi diye sormayacağım
Bu güzellikleri görüp de beğenmeyen yoktur.


17 Ağustos 2012 Cuma

Kitap Fuarı


Geçen yıl daha çok gidip daha  çok kitap almıştım fuardan. Bu yıl son gününe yetişebildim. Birkaç saatliğine de olsa o ortamda bulunun derim.  Anlatılamayıp yaşanabilecek güzelliklerden çünkü.
Almadan dönmeyeceğim dediğim iki kitaptan birini bulamadım. Pegasus stant açmadığı için az ordan biraz burdan buldum aradığım kitapları.



Çıkamak üzereyken  Aylak Adam'ı gördüm. Değer verdiğim bir arkadaşım kitaptan pasajlar okumuştu bana bir zamanlar. Çok beğenmiş merak etmiştim. Şimdilerde kendisine yoğun öfke ve kızgınlık duysam da bu kitabı öfkeme kurban edemezdim. Temizlikçi'den sonra ilk sırada. Bu arada hazır Temizlikçi demişken sonlara yaklaşmaktayım. Yarın akşama bitirmiş olurum.



Gece Sirki ilk çıktığı andan beri bas bas bağırıp ortalığı ayağa kaldırdığım , meraktan çıldırdığım bir kitaptı. Kapak tasarımı ve arka kapak yazısı beni al diyordu zaten. Kız kardeşim benden önce davrandı ve o da fuardan bu kitabı aldı. Keşke almaz olaydı. Okumaya başladığı andan beri hep şikayet hep bi beğenmemişlik. İlerleyen sayfalarda konu değişir, kitap güzelleşir diye teselli etsem de bir gecede kitabı satın aldığına bin pişman olarak bitirdi. Hala daha söylenir. Hayyy nerden aldım bu kitabı, bu kadar basit olmamalıydı diye. Ben okumadım ama inanın okuyasım kalmadı.

Fuar çıkışı bol bol ayraç aldım. Hani etkinlik falan düzenlersek hediye ederim dedim.

Fotoğrafları çeken kız kardeşime teşekkürler
Benim için epey bi zahmete girdi
Güzel geçsin geceniz
:)

Bir kucak mutluluk

Dilek Hanım

Dostlar ve dostluklar sayesinde bayram sevinci erkenden geldi evimize. Bayram kartı etkinliğine katılan arkadaşlarım kartlarını daha almadan eşleştikleri kişilere paketlerini yollamışlar.  Sevgili Dilek Hanım adresimi başka bir bloggerden alıp bana sürprizin alasını yaşattı. Sadece kart yollamayıp birbirinden hoş şeyleri de yol arkadaşı yapmış . Her biri için de gülümseten notlar yazmış. Hiç ummadığın bir zamanda ummadığın bir kişiden paket almanın heyecanı çok başkaymış.  Yaşayarak bunu öğreten Dilek Hanım'a nazik davranışından dolayı teşekkür ediyorum.
Paketin üzerinde yazan numaradan aradım kendisini. Yazılarındaki, fotoğraflarındaki sıcaklığın çok daha fazlası vardı. Hep tebessüm ederek ve candan konuştuk. Bir paketin kurduğu sevgi ve mutluluk bağlarını daima taze tutmak temennisiyle Ayşe Hanım'ın paketine geçelim.


Ayşe Hanım

Ayşe Hanım takas etkinliğimdeki ilk katılımcıydı. Kitap sayesinde tanıştık ve çok da memnun kaldık :) Bayram kartı etkinliğinde de beni yalnız bırakmadı. Hem eşleştiği kişiye hem de bana sevgisinden bulaştırdığı paketlerini yolladı. Kaneviçeden yaptığı karta bayıldım. Beyaz, yuvarlak bir çerçeveye koymayı düşünüyorum. Ama önce içime sinen bir tane bulmam lazım. Yarım elma ile aldığı gönlümü bardak altlığı olarak kullanılsın diye keçeden yapmış. Çok beceriklidir benim arkadaşım. Gönderdiği bütün güzellikler için canı gönülden teşekkür ederim.

Gülümseyin.

16 Ağustos 2012 Perşembe

TEMİZLİKÇİ



Bölüm I

 
Şizofrenik bir hava. 35 derece sıcaklık .  Eve girer girmez buz gibi bir şeyler içmek isteyen, işten yorgun dönmüş, eşinin duştan çıkmasını beklerken gazete okuyan biri. Normal hatta sıradan diye düşünürken kafamda canlandırdığım fotoğraf değişmeye başlıyor. Renkler soluyor, cisimler bulanıklaşıyor. Yeni renkler ve bambaşka bir fotoğraf. Bütün bunlara Angela'nın kısacık cümlesi neden oluyor. "sen de kimsin?"
Kitap böyle inişli çıkışlı. Sıradan derken değişiyor. Kitabın yetmiş sayfasını geride bıraktım. Yapılan bütün olumsuz yorumlara rağmen okuduğum kadarıyla beğendiğim bir kitap " Temizlikçi".


Bunlar da diğer kitapları
Kapaklarını beğendim


Bu kitapları okuyanlarınız var mı?
Yorumlarınızı merak ediyorum.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Dua ile...



Her şey o sesle, sesin sahibi melekle, o meleğin dilindeki ayetle başladı.
Kalp tutuştu, akıl uyandı, insan dirildi.
Kadir gecesiydi.
Kadir olan Allah o gecenin kadrini hatırlattı.
O gece ki bin aydan daha hayırlıydı.
Gecemiz mübarek olsun.

Dua ile...
Umut ile...
Şükür ile...
Muhabbet ile...

14 Ağustos 2012 Salı

TAKAS # 2


Ramazan hediyesi çekilişimi sandukam kazanmış ve çok mutlu olmuştu. Kendisiyle tanışıklığımız kitaba dayanıyor anlayacağınız. Sonra ben onun blogunu izlemeye ve kendisinden haberdar olmaya başladım. Gün geçtikçe sevdim, sevdikçe yorumlarımı paylaştım. Aramızda gönül bağı oluştu. Kendisi çok ama çok marifetli biridir. El işi konusunda ortaya çıkardığı ürünleri görseniz bana hak verirsiniz. Bir ara gelincikli çarpı işi yapıp ayraç olarak değerlendirmişti. Ben de çok beğendiğimi söyleyince ne yapsam da bu kıza beğendiği ayracı yollasam diye düşünmüş olsa gerek ki  takas etkinliğini gözüne kestirip meşru bir zemin oluşturmuş.
  
Bu sabah ilk işim cuma günü gelip geri dönen paketimi almak oldu.  Hatta paketi dolmuşta açtım. Yanıma o sırada orta yaşlarda bir bayan oturdu ve gayet samimi bir şekilde ayracı eline alıp çok güzel işlemiş modeli de güzelmiş diyiverdi. Zoraki bir tebessüm edip ayracımı aldıktan sonra  paketimi incelemeye devam ettim.

Takas için önerdiği iki kitabın yanına üçüncü bir kitap eklemiş.  " Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini" , " Vahdet Bey" ve "Müstesna Deliler Albümü"  kitaplıktaki , sandukam da gönlümdeki yerini aldı.

El emeği göz nuru gelincik şeklindeki ayraç gönderdikleri içinde en özel olanı. Notta da " ayraç gönlümdeki sahibini buldu " yazarak beni çok mutlu etti.

El yapımı kartına ve üzerindeki aksesuarlara bayıldım. Deko bantlarım Selim'in gönderdikleriyle dört oldu. Çayları da validemin avuçlarına bıraktım. Benden daha çok sever kendisi.

Pembe minik defterin deseni , kağıt kalitesi, cildi harika. Yanına da pembe tonlarında Faber Castel kurşun kalem koymuş. Bu arada ben Faber Castelin kurşun kalemlerinden koleksiyon yapma kararı aldım. İlk kalemim de fikri aklıma getiren sandukamdan oldu.

Güzel paketinden ve güzel yüreğinden dolayı teşekkür ederim. Kendisinin bloguna da göz atmadan geçmeyin derim.

Son zamanlarda hediyeler, temenniler, dualar ve tebessümlerle dolu postlar yayınlamanın huzurunu ve keyfini yaşıyorum. Rabbim eksikliğini göstermesin, herkese yaşatsın .


Hepinizin en az bir tane değer verdiği ve sevdiği biri olsun.
Sevmek güzeldir
Sevgilerimle
:)

12 Ağustos 2012 Pazar

31. BEYAZIT KİTAP ve KÜLTÜR FUARI




Türkiye Diyanet Vakfı'nın her yıl Ramazan ayında düzenlediği kitap fuarları bu yıl 31. kez kitap severlerle buluştu. Ramazan geldi geçiyor, fuarlar insanlarla dolup taşıyor. Ben daha gideceğim de o güzelliklere şahit olacağım. Keşke dememek için son 3 günüm kaldı. Bugün ve yarın gitmem imkansız ama salı günü müsaitim.


Şimdilik aklımda beş kitap olmakla birlikte, çok ama çok merak ettiğim eve almadan dönmeyeceğim iki kitap var: " Temizlikçi" ve "Timsahların Sarı Gözleri".

% 30 - %50 arası indirim de varmış. Yani ben beş kitapla sınırlı kalmayacağa benziyorum.

Bu arada fuar Kadir Gecesinin sabahına kadar açık. Ondan sonra eliniz koynunuzda , keşkeler dilinizde dolaşıp durusunuz benden söylemesi :)

Güzel geçsin gününüz
:)

11 Ağustos 2012 Cumartesi

KİTAPLAŞMA ETKİNLİĞİ # 2


Hazır başlamışken bir kitaplaşma etkinliğine daha katılayım demiştim vakti zamnında. Sonra da iş güç, ramazan, hatim derken aklımdan çıkmış. Eşleştiğim arkadaşın  mailini alınca önce şaşırdım sonra hem katılıp hem de bu kadar ilgisiz olmayı nasıl başarıyorsun diye kızdım.



Küçük çocuklara ne "kadar seviyorsun" diye sorduklarında kollarını iki yana açıp bu kadaaaaaaaaaaar demeleri gibi ben de o kadaaaar mutlu oldum gördüklerim karşısında. Sevgili Colored Books  özenip tek tek emeğini kattığı, sevgisinden bulaştırdığı  böyle harika bir paket hazırlamış.



Bir tane beklerken  üç kitap yollamış. El yapımı iki ayracın renklerine , paketinin üzerinde yazan yazıya ve mavi kağıdın üzerindeki pembe kurdeleye bayıldım. Kitapları okurken eşlik etsinler diye bitki çayları ve kahve koymayı da ihmal etmemiş düşünceli arkadaşım. Bir de el emeği mini kitap şeklinde kart hazırlamış renkli kağıttan. İçini de stickerlerle süsleyip duygularını kaleme almış. Siyah beyaz dikdörtgen şeklinde ahşap magnet koleksiyonumdaki yerini aldı bile. 
Bir arkadaşın blogunda dekobantları nereden aldığını sormuştum. O da yorumumu okuyunca bana çok cici iki tane dekobant yollamış. Yeşil olan filli, pembeli ise bulutlu.

Böyle ince ruhlu bir insanla eşleştiğim için ben çok mutlu oldum. Emeği, güzel hediyeleri için kendisine bir de buradan teşekkür etmek istiyorum. coloredbooks blogunu mutlaka ziyaret edin. Çok başarılı kitap tanıtımları yapıyor. Bu arada kırtasiye sevenlere güzel bir haber vereyim. Kendisi bayram sonrasında kimsenin cesaret edemediği bir kırtasiye etkinliği yapacak. Hepinizi bekleriz.

KİTAPLAŞMA ETKİNLİĞİ # 1



Çekilişleri ve kitaplaşma etkinliklerini  sık sık görürsünüz blog sayfalarında. Benim de bir iki tane o da sevdiklerimin düzenlediği çekilişlere katılmışlığım vardı da kitaplaşma etkinliğine bismillah demişliğim yoktu. Sevgili  undeniedin düzenlediği etkinliğe katıldım. Bugün helva ekmek çay ın yolladığı paketi alınca pek bi keyiflendim.



Sevgili  B. B. benim için iki harika kitap seçmiş. " Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek" kitabını merak ediyor, okumayı çok istiyordum. O yüzden kitabı görünce mutlu oldum. Diğer kitabı daha önce inceleme fırsatım olmamıştı. "Maya" benim için şimdilik sürpriz. Arka kapak yazısını bile okumadım.

Bir de minik mavi bir kutu var ki teneke kutu sevenler için kıskanmalarına neden olacak şirinlik ve şekerlikte. Teneke kutuları çok seven biri olarak koleksiyonuma ekledim. İçindeki mavi pembe şekerleri de iftara saklıyorum. Onlar acil tüketim maddeleri. Bekletmeye gelmezler.

Sevgili B. B. ye teşekkür ederim. Yüreğine sağlık. Umarım o da benim kendisi için hazırladıklarımı beğenir ve mutlu olur.

9 Ağustos 2012 Perşembe

Buluşmaya az kaldı



Dün  bayram kartı etkinliğimizin katılma faslını tamamladık. Açık adreslerin verilmesi sanırım katılımcı sayısını düşürdü. Hiç sorun değil. Fotoğrafta da gördüğünüz gibi ben kartlarımı sahipleri ile buluşmalarına hazırlamaya başladım . Cici kaplıklarla giydirdim. Kurdele ve çiçeklerle süsledim. Sıcaklardan dolayı erir diye bayram çikolataları koymadım. Paketlerini alıp kocaman gülümseyenlerin ağızları her daim tatlı olsun.

Etkinliğe katılanlara birazdan eşleştikleri kişinin ve diğer katılımcıların adreslerini mail atacağım. 

Güzel bir gün geçirin
ve gülümseyin :) 
beş paketim kaldı

4 Ağustos 2012 Cumartesi

RAMAZAN # 5


Komposto tarifi içermez :)
-5 yıl öncesi-

Üç gün sonra iftara misafirler gelecek diye içim içime sığmıyor. Öte yandan  yemek yapmaya yeni başlamış biri olarak da korkmuyor değilim. Gelecek olanlar  yabancı değil ama ev sahibi olma düşüncesi uykularımı bile bölecek kadar sorumluluk yüklüyor omuzlarıma. Hemen validemi arayıp yapabileceklerimle ilgili önce fikir sonra da tarif alıyorum. Anlatıma bakılırsa hiç zorlanmadan birkaç çeşit çıkarıp misafirlerimi ağırlayabileceğim. Kocaman bir sevinç ve mutlulukla valideme minnet dolu iltifatlar ederken bir kompostu lafı bahar rüzgarı gibi sessizce esip kayboluveriyor. Aslında ben o an için öyle sandığımı iftar günü anlıyorum.

Bilinç altımda mayalandıkça mayanlanmış bir komposto yapma düşüncesi ile o büyük günün sabahına uyanıyorum. Aklımda tek bir düşünce var. Komposto. Ne kadar da kolaydır yapımı değil mi? Değil. Değil efendim, gerçekten değil. :) Büyük, etli can eriklerinden  dört beş tane doğrayıp kaynayan şekerli suyun içine attım. İyi de şimdi bunlar ne kadar kaynayacak derken validemin yarım saate yakın kaynattığını hatırladım. Kapağı da aralayarak fırında patatesli tavuk yapmak için işe koyuldum. Öyle kaptırmışım ki kendimi komposto tenceresinin altı hala yanıyor. Ey Allah'tan korkmaz insan . Bir eriğin suçu günahı ya da eti budu ne de yarım saatten fazla kaynatıyorsun. Kafaya koydum yapılacak o komposto. Süzgeçten geçirerek kabuklarından kurtuldum. Yeniden tencereye koyup içine bir tane  şeftaliyi doğrayıp attım. Ve ilk taşımda kapattım. Kompostoyu kurtarmıştım ya sevinci yeterdi. Ama yetmedi. Kurtarma çalışmalarıyla haşır neşir olduğum sırada patatesli tavuğun fırında olduğunu unuttum. Yer yer karaltılar varken nasıl servis edecektim. Ağlamak ile depresyona girmek arasındaki sınırda dolaşırken domates sosuyla görüntüyü kurtarma fikrine sıkıca yapıştım. Öyle de yaptım.

Ezana çok az bir süre varken yere serilmiş sofrabezinin üzerinde  tavuklu patates ,pilav, salata ve komposto duruyordu. Yukarıdaki görselde olduğu gibi sarı renkli bir kompostu olması gerekirken mürdüm renkli, tarçın kokulu, erik tatlı, şeftali parçalı bir karışım kaşıklandıkça kaşıklandı. Her kaşıkta başka bir aroma ve cevapsız kalan bir soru. Allah aşkına ne var bunun içinde??

Az önce o günü ana ana o günkü  kompostodan yaptım. Buyurmaz mısınız :):)

2 Ağustos 2012 Perşembe

Bayramda kart almak ister misiniz?



Bayram kartı etkinliğine katılım çok az oldu. Açıkçası çok şaşırmadım. İnsanların  sevdiklerine bırakın mektubu kart yazmaya bile istekleri yokken hiç tanımadıkları birilerine neden yazsınlar ki?
Salı günü birbirinden güzel kağıtlar aldım. Hazır bugün de yıllık iznimi kullanmaya başlamışken bayram kartı etkinliğim için yeni kartlar hazırladım. İlk yapılanlara göre biraz daha şık olduklarını düşünüyorum. (eski kartlar için TIK TIK )
Aklımda bir iki  model daha var. Onları da birkaç gün içerisinde yapar sizlerle paylaşırım.





Siz de minik bir zarfa sığdırılmış kocaman bir  mutluluğa sahip olmak istiyorsanız " bayram kartı etkinliğine" buyrun.


Yukarıdaki mail adresine   ad soyad , adres ve varsa blog isimlerinizi yazıp benden haber bekleyin.  8 Ağustos Çarşamba günü katılımcıların listesini ve eşleştiğiniz kişinin bilgilerini mail adreslerinize yollayıp çekileceğim kenara. Herkes bir kişi ile eşleşecek. Siz ister eşleştiğiniz kişiye kart yollarsınız ister seçtiklerinize,  isterseniz hepsine.

Bu arada ben ev sahibesi olarak katılımcıların hepsine kendi hazırladığım kartlardan yollayacağım.
benzer
benzer