21 Mart 2014 Cuma

PSİKO analist / John Katzenbach


Kaldırın kitapları, kaldırın defterleri
Kalem çıkarın, kağıt çıkarın
Sözlü yapacağım  (:
Ne yapacağı belli olmayan
Yazılı gibi başlayıp sözlüye karar veren
Hababam'ın sıfırcı Hafize'si gibi bir kitap okudum


Oysa tatile çıkıp bahçe işleri ile uğraşmasına bir gün kalmıştı. Tabii hayatını alt üst eden o mektup gelmeseydi. Bir adam düşünün, her şeyi belli olan. Yaptığı şeylerden aldığı sandviçe, içtiği kahveye kadar... Ve dahası bütün bunları bilen ve intikamını ince ince planlayan Bay R.

Kariyer sahibi, iyi bir mesleğe ve rahat bir hayat sürecek kadar birikime sahip  olan birinin yaşamının nasıl değiştiğine, bir insanın maddi manevi nasıl bitirildiğine şahit olacaksınız. Kitabın ortalarına gelindiğinde her şey değişiyor. Av ile avcı yer değiştiriyor ve bu hiç de kolay bir şey değil. Zorlandığında bir insanın neler yapabileceğini merakla okuyorsunuz. Kitap 500 sayfa civarı ama bir sonraki sayfayı merak ettiğiniz için elinizden kolay kolay bırakamıyorsunuz. Ben kısa sürede keyifle okudum. Nisanda kitap yurdundaki indirim kuponuyla yazarın Profesör kitabını almayı düşünüyorum.

Hafta 1/ Kitap 2


Hafta 1 / Kitap 2
Gülümseten bir başlık değil mi? Müsabakayı anımsatıyor. İşin aslı öyle değil tabii. Anladığınız üzere bir haftada iki kitap okudum demek isteyip bunun için de rakamlardan yardım aldım.

En son Kitap yurdundan gelen siparişlerimin içindeydi Bukre ve Psikoanalist. Raflarda bekleyen hiç kitabım yok gibi, en son satın aldıklarım okunacaklar listesinin üst sıralarında oluyor çoğu zaman. Önce Bukre'yi okudum.

Sabaha karşı, gecenin sabaha en yakın olan zamanı demek olan Bukre, kitaba da adını veren ilk hikayedeki kızın ismi. Dikkat çekici ve doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum (: Kitap yurdunun iç sayfalar kısmını okuyarak satın almaya karar verdiğim ve ilk 22 sayfadaki anlatıma hayran kaldığım bu kitap ilerledikçe değişti. Sanki kitabı değil de birinin facebook hesabındaki yazışmaları okuyor gibisiniz.

Hikayede bir de gıcık olduğum Selim var. Bukre'nin çocukluk arkadaşı ve tek dostu olan bu halim selim kardeşimize bir de platonik bir aşk uygun görülmüş. Merve... Hikayeye o da dahil edilmeliydi diye düşünüyorum. Kitap arasında taşınan birkaç sayfalık metinden çok daha fazlası olmalıydı Merve'yle ilgili. Sanırım Selim Bukre arasında bir şeyler olduğu hissedilmesin istenmiş. Bir de sürekli  yavru kuşum ve kuzu hitapları var ki sormayın. Yaka silktim.

Ya kitabı dövesim var gibi yazdığıma bakmayın. Aslında harika cümleler, duygu ifadeleri var kitapta. Nasıl da güzel anlatmış dedirtiyor ama hikaye konu itibariyle sıradan. Sevgilisi tarafından terk edilen ve en yakın arkadaşına sığınan bir kızın yeniden aşık olması; silik sıradan bir tipin popüler birine dönüşmesi; birden ortaya çıkan uzun bacaklı, mini elbiseli (esas kızın sevgilisine göz diken) sarışın kız...Sonunu tahmin etmek hiç de zor değil.

Bir de kitap hikaye ile başlayıp hikaye ile bitiyor. Arada birbirinden bağımsız birkaç sayfalık 15 civarında yazı var. Neden öyle bir düzenleme yapmışlar anlamış değilim. Ne hikaye ne deneme. Arada kalmış bir tür.

Alın, okuyun. Altını çizin. Not edin. Paylaşın. Ama çok şey beklemeyin (:
Not: Psikoanalist kitabıyla ilgili yorumlarım daha sonra

15 Mart 2014 Cumartesi

Olsun Yeğen


Olsun yeğen
Olsun mu?
Niye öyle dedi ki şimdi
"İyi günler" değil de neden "olsun"
Olan ne
Kabul edilen
Razı gelinen
Bir simit aldım oysa
Bir simit bir lira yaaa
Ama olsun diyen 
simit arabasından ekmeğini çıkaran bi amca
Küçük dikdörtgen
Ucuz bir kağıda sarılıp verilen
Yerken susamları dökülüp çiğnenmesin diye 
poşet beklediğim o anda
Olsun yeğen diyen bir amca
Poşet diyorum 
poşet, amca
Dökülmesin nimet
"Tamam"ı rızkına, yeğeni bana diyen bir amca
Gözüm birden bozukluğa takılıyor
Hem de tam düşerken rızkına
Kaydı gitti gözlerimin önünden
Ufacık bi bozuk para
Bakıyorum ona
Tam tamına dört tanesi bir simit eden 
o bozukluğa
Anlıyorum amcayı
niyetini
samimiyetini
yeğendeki sevgisini
Ahh be amca
Niye demezsin ki az verdiğimi sana
Olsun yeğen diyor
Paran yetişmedi sanıp
Verdiğine razı olduydum
Ahh be amca 
25 kuruşa simit verdin ya bana
Yeğen dedin ya...
Yüzümde sevinç  aydınlığı
Gönlümde kocaman bir huzur
Elimde üzeri bir liraya tamamlanmış bir simit
Doğru Yeni Camii avlusuna
Üçe bölündü parası iki kerede ödenen bir simit
Önce anaya
Sonra bacıya
Anlattıkça güldüğümüz
Sevdiğimiz amcaya
Lokma lokma tebessümle dua
Ne güzelmiş tadı dedi
Alsana bir daha
Olur dedim 
Koştum bana yeğen diyen amcaya
Bu sefer önceden hazırladım
Koskocaman iki lira
Ufaldım ufaldım da
Pembe elbiseli 
İki yanında iki toka
Dönüşüverdim o an
ufak bir kıza
Ben geldim dedim
Elimde iki lira
iki tane simit ver bana
Olur yeğen dedi
Poşete koydu
ikisi senden biri benden
Yok amca dedim
Az önceyi sayma
dalgınlıktı bir anda
Var param
Seçemedim o an
Olsun yeğen dedi
Benden olsun
İkram bu ikram
Yok amca
Bak yeğen
Helaldir bu sana
Avuca iki lira
Üçüncüsü kutuya
O zaman arkadaş olsun sana
İki dilim üçgen peynir
Hadi git yoluna
Sağ ol amca
Sağ ol
Gülümsettin yaa
Rabbim cennetinde ikram etsin sana
İki köşk yan yana
Biri sana
Biri bana

12 Mart 2014 Çarşamba

Bukre / Kahraman Tazeoğlu


Mesleğe başlayıp Doğuya gittiğim zamanlardı. İşte yaklaşık yedi sekiz yıl öncesi. Mavi Ada isimli radyo programını hiç kaçırmaz, yayın saatini heyecanla beklerdim. Sonraları bir de Neslihan eşlik etmeye başlamıştı gitarı ve canlı performansıyla. Daha bi güzel, daha bi dinlenir olmuştu sanki. Sonra Araz ve Susacak Var kitaplarını okudum. Programını, şiirlerini sevdiğim gibi kitaplarını da sevdim. Şimdilerde Bukre okunup, konuşuluyor. Kitap yurdundan iç sayfaları okuyup da almamak olmazdı. 


Ey kitap! senin için çay demledim. Üç fincana en az 60 sayfa diyorum. Baştan anlaşalım (: Bir şey içmeden kitap dergi okuyamıyorum. Bendeki de şımarıklık işte.
Not: Ahmet Şafak'ın Gezgin diye bir radyo programı vardı. Çok severdim. Dinleyeniniz oldu mu? Ne zaman "Ben çay bulmaya gidiyorum" dese canım çay ister üşenmezsem gecenin ikisinde çay delerdim. Hazır demlemişken kaçırmayayım miss gibi çayı. Sizi ve çayı seviyoreeee

11 Mart 2014 Salı

Dosta mesaj


Dost diyor ki sormalıydım aslında
Bu konuşmamızın en başında
Nasılsın, nicedir halin
Benim cevap hazırda
Dost gibiyim dost yanında
El omuzda
Kimin eli kimin omzu 
hiç olur mu umurda
omuz kimin el kimin
hangisi senin hangisi benim
dost yanımda
dost yanında
şükürler olsun Mevlaya

Z.Hanım'a
Gülümsesin diye yazıldı bu şiir

Sevda dolu bir yaz / Füruzan


Ama ben senin "Gül Mevsimidir" kitabını da okumuştum Füruzan. Niye bu kitap ilerlemiyor? Okuduğum sayfa sayısı kadar kahve içmişliğim, çikolata yemişliğim, otobüse binip fakülteye gitmişliğim var diyebilirim. Kitap yurdu siparişlerim gelmeden bitirmeyi çok istiyorum. Bol köpüklü soğumuş kahvemi içip kitabımı okuyayım. Çikolata da sabaha kalsın. 

Kucağıma mutluluk kondu


Size bir soru. Öğretmen masasının üzerinde ne olur? Diğerlerini bilmem ama bugün masamın üzerinde; oyuncak koltuk takımı, mini boy bir çanta, bitmiş bir bonibon kutusu, başı gövdesinden ayrılmış barbi bebek kafası ve Kur'an-ı Kerim vardı. Masamda bunlar kucağımda Melike... Bir saat böyle ders işledik desem (: Melike annesiyle oturmak istemedi ve benim kucağıma tünedi minik kuşum. Kaldıramadım da. Öğrencilerin derslerini dinlerken ara ara minik elleriyle bana bonibon yedirdi. Annesi kursa gelmediği zamanlarda kıyamet koparan bu şirin kızı Rabbim ailesine bağışlasın. Umarım yarın kendi sırasında oturur (:

Yeni siparişler


Ne zamandır istiyordum Sabahattin Ali kitaplarını okumayı. Hazır Kitap yurdundan alacaklarım varken iki kitabını da ekledim siparişe. Aynı Yıldızın Altında kitabını okumayan bir ben kaldım sanırım. Popülariteden uzak kalmama adına ve aslına en çok da merak ettiğim için artık o kitap bende de var (:


Not : Duası 18 Martta yapılmak üzere kursumuzda iki hatim başlamıştık. 19-20-21-24-25-26. cüzler kaldı. Okumak isteyen olursa aldığı cüzü yorum kısmına yazabilir.

Not : 88.888 olan görüntülenme sayımızı en kısa zamanda 100.000 lerde görmek duasıyla

10 Mart 2014 Pazartesi

Hava kapalı, bende bahar


2.5 saat uyuyup kalkmak ne zor
Hele soğuk ve yağmurluysa hava.
Ama size bir şey söyleyeyim mi ?
Bu az uyumanın mutlulukla bir ilgisi var
Benden demesi (:
Hepimiz için güzel bir hafta olur inşallah
Şimdi beslenme çantamı ve su şişemi alıp
Mızmızlanmadan okula gitme zamanı
Ne de olsa mutluyum dedik


9 Mart 2014 Pazar

Pazar # 4


Kadınlar günü indiriminde watsons ve gratis mağazaları resmen talan edilmiş. İki avm gezip anca toparlayabildim almak istediğim ürünleri. Alışveriş sonrası orta boy kahve ve biraz Füruzan.


Dışarı çıkıp çıkmamakta kararsız kaldığım bir pazar. Kahvaltı ve sinema teklifini reddettiğime inanamıyorum. Hazır evdeyken  Osmanlıca ödevimi yapayım bari. Siz neler yapıyorsunuz?

8 Mart 2014 Cumartesi

Şark Han


Z. Hanımla ; telefonla görüşürüz, mesajlaşırız, mailleşiriz, mektuplaşırız


Bir de böyle defterlerimiz var. Diğer iletişim araçlarından vareste dertleşir gibi, söyleşir gibi, suya anlatıp da rahatlar gibi renkli kalemlerle doldururuz sayfaları. Ben genelde içine resim de çiziyorum. Bu sefer deftere Osmanlıca bir şeyler yazdım mesela (:



Optimum'a gideceğim şimdi. İndirim varmış. Hiçbir şey almasam bile bir kahve içer gelirim. Güzel geçsin gününüz.
Not: Defter ve dekoratif mandalları Tahtakale'deki Şark Han'dan aldım

6 Mart 2014 Perşembe

Lale soğanı


Kasımda özenle toprağa salıverilen,
Daha rengi bilinmeden sevilen,
bahtıma çıkan rengi şükre dönüşen lale soğanım
Aç gözlerini, bahar geldi


Demlenen çay ve izlenesi bir film...
Buyurmaz mısınız
(Kitap Hırsızı)


Z. Hanım # 6


Z. Hanım  bir blogerin düzenlediği kitaplaşma etkinliğine katılmıştı. Sanırım kargoyu (alışkanlıktan olsa gerek) ona değil de bana yolladı. 


Şaka bir yana, canım arkadaşım kendine ne alırsa beni de ayırmaz hatta daha fazlasını benim için alıp koyar kenara. Aldıklarının bazılarını sabredemez söyler, bazılarını da asla belli etmez. Böyle şeker böyle tatlı biridir kendisi.


Bu sefer dekobant ağırlıklı bir paket hazırlamış. Saymadım ama irili ufaklı 20 taneden fazla vardır. Daha önceki paketlerinde de üçer beşer koyardı. Benim değil de onun koleksiyonu diyebilirim. Evde yer kaplamasın diye saklamam için bana gönderiyor sanırım (:


İstanbul temalı içinde sabun olan teneke kutu paketi mis gibi kokutmuş. Belki de mavi tül kesedeki minik kalpli sabunların kokusudur, bilemiyorum. 
Z.Hanım gibi bir dostun selamı gelmiş, ellerinin dokunduğu, gözlerinin değdiği gelmiş ya bütün kokulara bedel. 

2 Mart 2014 Pazar

Kabalcı ayraçları




Kabalcı Kitapevi'nin ücretsiz ayraçlarını bilirsiniz. Koleksiyonumda bazıları var. Tabi hepsi yok bende. Sizlerde bende olmayanlardan varsa farklı ayraçlarla takas etmek isterim. Bende olanlar:

KARTAL TİBET -- NEBEHAT ÇEHRE -- BANU ALKAN -- SÜLEYMAN TURAN -- MÜNİR ÖZKUL -- YILMAZ GÜNEY -- AYHAN IŞIK -- MÜNİR NURETTİN SELÇUK -- YAHYA KEMAL BEYATLI -- INGRID BERGMAN -- FRANÇOİS TRUFFAUT -- OSCAR WİLDE -- GARY COOPER -- RAİNER MARİA RILKE -- JAMES DEAN

Sevda Dolu Bir Yaz / Füruzan


Yaz pazarları böyledir diye başlıyor kitap
Sonra canınızın çekeceği ne varsa anlatıyor
Pazarın ve yazın ne olduğunu bilenleri
Adalardan esen mimoza kokulu rüzgarı
Güllü köşkün odalarını
Deniz kenarı,yeşillik içi

Bahar gelse de Ada'ya gitsek dedirtiyor bu kitap
Tahta bir masaya temiz bir örtü serilmiş olsa
Bir lokma simit, bir yudum çay
Bol muhabbet, bol neşe hayali kurduruyor

Dün 4 bölüm The Killing izleyerek abarttığım için
Bugün okuma günüm olsun
O yüzden kitap var, dizi yok
Sizde ne var ne yok (:


Sevda Dolu Bir Yaz 
Füruzan
13 / 215

1 Mart 2014 Cumartesi

The Killing / dizi



İkeaya gittik
Dönüşte birkaç büyük markete uğradık
Evdeyim şimdi
The Killing izlemeye başladım
1. sezon 3. bölümdeyim
Kahve ve bütün fıstıklı sütlü çikolata ile
Dizi keyfi yapıyorum
Eee dersaneyi de bırakınca
Hafta sonu bana kaldı
Siz neler yapıyorsunuz?

Yine o oda, yine sohbet

Baba
Efendim kızım
Babaaa
Söyle evladım
Babadaki "a"lar uzadıkça uzuyor
Babamda şevkat bende cesaret artıyor
Sonuncu kez
Babacımmm
Eee söyle evladım
Yarın ikeaya gidelim mi
Arabanın bal kabağına dönüşme anı
Ben sevmiyorum orayı 
Oooooo
Keskin ve sert bi cümle
Demek ki gidilmeyecek
Uzatmamam gerektiğini 
Pek çok tecrübe ile öğrenmiş olduğumdan
İlk okul terk gibi
Dördüncü dakikadan oda usulca terk (:


Bi zaman sonra 
Bir bardak çay ve üç bisküvi ile dönüyorum
Isırıldıkça bisküvi 
sehpa üzerinde 
dudak kenarlarında 
parmak uçlarında kırıntılara dönüşüyor
Gülen Gözler filmini izliyoruz
Hababam kadrosundan epey oyuncu var
Ben sizler için çalışayım, didineyim diyen aile babasına 
evlatları:
Tabi çalışacaksın
Babamız değil misin, yapacaksın tabi
Mecbursun
Şaşkın ve öfkeli baba
Elimden bir kaza çıkacak diyor
Kızlar babadan çok daha öfkeli
Ne yapalım
dünyaya getirmeseydin bizi


Bizim evde çıt yok
Çay içilmiyor, eldeki yarım bisküvi bitirilmiyor
Aklımdan çıkmayan ikea
cümlelere dönüşüyor o anda
Babam değil misin
Götüreceksin ikeaya tabii
Mecbursun
Beni ikeaya götürmek zorundasın
babamsın
Babam içtiği çayı pıskırtıyor
Kardeşim odayı kahkahalarla dolduruyor
Gülen gözler o an evimizin o odasında çoğalıyor
büyüyor büyüyor
Ben de olmasam evin tadı tuzu olmayacak
Biliyorum da ama tabi böyle demiyorum
(:
Babamsın esprisi biraz daha kalıyor bizim evde
Baba arabasıyla
İkeaya gidiş dönüş bileti de alınmış olunuyor bu vesile ile
Hepinize gülen gözler
Hoş sohbetler
Güzel bir gün dilerim
Sizi seviyoreeeeeeee
(:

Diğer oda yazıları:


benzer
benzer