24 Temmuz 2013 Çarşamba

Demişsin ki...Okunmasa da olur!



Topaklanmasın diye dakikalarca karıştırdıktan sonra bir tutam kekik serpmemişsen tarhana çorbasının üzerine, üç zincir çekip iki tane ikili trabzan yapmamışsan… Tomurcuklarını ansızın patlatıveren akasya dalının aliminyum çerçeveli geniş pencereden niçin gülerek baktığını, 60gr üçüncü hamur kağıtların arasında soğurken genişleyen yağ lekeleri bırakan poğaçaları yiyenlerin çaya olan muhtaçlığını, Süheyla’nın  Engin’e tövbe et demesini, seninle birlikte Hakka teslim olalım diye yalvarmasını anlayamazsın tabi. Sonra da “Yoksulluk İçimizde” kitabına “okunmasa da olur” yazıverirsin “yaşanmasa da olur” dediğin gibi.


Blog ile gelen...

Z. Hanım'a


8 yıl öncesi...
Üniversiteye kayıt için gittiğim yabancı bir şehirde daha önce hiç gitmediğim bir evin misafir odasında oturuyorum. Zahmet olmasın diye tok gidilen, dakikalar önce tanıştırıldığım evin hanımını aç olmadığıma inandırmaya çabalıyorum. Çayda karar kılıyoruz. Birbirini anlamanın, dinlemenin, muhabbetin adı oluyor çay. 
Benim yaşlarımda iki kızı olduğunu öğreniyorum. Küçük olan üniversitede benim bir üst sınıfım. Onunla sonraları ara sıra görüşüp konuşuyoruz. Büyük kızı şehir dışında. O da üniversitede okuyormuş. Adı söyleniyor. "O" o an orada öylece kalıyor. 





Bir gün Kırtasiye#1 yazısının  altında şu yorumu görüyorum ve şaşırıyorum:

Hayırlı günler Elife Hanım.Dün tevafuk sitenizi gördüm ve incelemeye başladım. Ben de kitap, kitap ayracı(1000 civarında koleksiyonum var), kırtasiye gereçleri tutkunuyum.sizinle tanışmak ve size hediyeler yollamak isterim..vesselam.


Hiç tanımadığınız biri size hediye göndermek istese haliyle aklınıza bin türlü soru gelir. En azından bana öyle oldu:) Sonra mailler yazıldı, telefonda konuşuldu. Ve işte o günden beri Z. Hanımla bağımız hiç kopmadı. Pek çok paylaşımın olduğu sayısız kargonun gidip geldiği her haftaya her güne bir paylaşımın düşüldüğü o güzel Hanımefendi kim mi? Yabancı bir şehirde daha önce hiç gitmediğim bir evin misafir odasında oturup çay içerken anlatılan evin büyük kızından başkası değil. 8 yıl önce ismini duyup da göremediğimi Rabbim blog vesile ile karşıma çıkardı. Bizi birbirimize can yoldaşı yaptı.
Şimdiye kadar bana yolladıklarını hiç paylaşmadım. Hep kendime saklamıştım. Ama siz de bu dünyada iyi insanların olduğunu, ummadığınız zamanda umulmadık güzelliklerin başınıza gelebileceğini benim vesilemle de görün istedim.

Z. Hanıma ve tüm dostlara selam olsun
Gülümseyin

12 Temmuz 2013 Cuma

Fuar 2013




Bu yıl da Ramazana kavuşturup oruç tutmayı, fuara gitmeyi nasip eden Rabbime hamd olsun. 





Mustafa Kutlu'nun hikayeleriyle tanışmayanlar için fuar büyük bir nimet. Üstelik Dergah Yayınlarnda % 35 indirim var. Az ama öz olsun diyenler için Uzun Hikaye, Yoksulluk İçimizde , Menekşeli Mektup listenin ilk üçünde yer alıyor.





Ayraç sevenler ve koleksiyonerler için de farklı renklerdeki plastik üzerine dilediğinizi yazdırıp fuar hatırası olarak kitaplarınızın içinde yer alacak bu güzel ayraçların fiyatı ise 3.00tl. 

İstanbul'un iki yakasında da fuar var bu sene. Hem Beyazıt Meydanı'nda hem de Mimar Sinan Camii Avlusunda. Güzel indirimlerin olduğu ve kitaba doyabileceğiniz fuarlara en az bir kere uğrayın derim.


Hayırlı Ramazanlar dilerim
Gülümseyin

2 Temmuz 2013 Salı

Yağma




Bir ömürlük aşk yağmalanıyor tomurcuklar güle dururken.
Ahh beni ziyanda bırakan zaman...
Reva mı yoksa deva mı şafağın ardındaki an
benzer
benzer