30 Ocak 2014 Perşembe

Akyazı


Otobüse bindim
Birkaç koltuk ilerlemiştim ki
Yaşlı bir bayan kolumu tuttu
Göz göze geldik, gülümsedi
Sen Necife'lerin kızı mısın dedi
Değilim dedim
Gelini misin dedi?
Necife diye bir akrabam yok evli değilim ben dedim
Kolumu bıraktı, ilerledim
37 numaralı koltuğa oturdum
Canım sıkıldı
Tabletten oyun oynuyordum
Bi yerden bi şişşt sesi geliyor
Oyunu bırakıp da bakamıyorum
Bana sesleniyormuş ön koltuktaki teyze
Kuzuluklu musun diye soruyor?
Değilim dedim
Kuzuluk'a mı gidiyorsun dedi, yok dedim
Yanımdaki bayan durur mu?
İki soru da o sorsun
Akyazı'da mı ineceksin?
Evet, Akyazı'da ineceğim
Bekar mısın?
Evet
Maaşallah pek de güzelsin,
Yaaa öyle
Daha pek çok şey soruldu da
Uzamasın bu yazı
Ama farklı bir yolculuktu


Akyazı'dayım
Kuzenim çok sevdiğim haşhaşlı revani yapmış
Yanına birkaç çeşit daha eklemiş geliyorum diye
Çay demleniyor
Film izleyeceğiz birazdan
Sizler neler yapıyorsunuz?

Çocuksun Sen / A.Telli


...
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum
A. Telli

Hazırlıklar neredeyse tamam
Birazdan çıkarım ben de
Güzel geçsin gününüz

Hayırlı geceler # 2


Kuzen sabah ilk işin mavi haşhaşlı revani yapmak
Ben geliyoreee
Birkaç film ve kitap aldım yanıma
Kuzenle gecenin geç saatlerine kadar sohbet etmeyi ve film izlemeyi seviyoruz

Ne kadar kalacağımı bilemediğim bu yolculuk benim için özel
Çünkü cumartesi  Z. Hanım'la görüşeceğiz.




29 Ocak 2014 Çarşamba

Ankesörlü telefon




Yağmurlu bir kış günü
Hastane bahçesindeyim
Omzuma abanan sert rüzgar
Telefon kulubesinin üstünden başıma damlayan iri damlalar
Telefon kartı ve mekanik bir cızırtı...
Numarayı tuşladım
Telefonunda bir İstanbul numarası gör istedim diye başlayan bir konuşma
Kısa bir hal hatır faslı
Konuştukça arttan mekanik bir cızırtı
Alo, aloo, sesin gelmiyor 
Veda edemeden kapatılan telefon

Merak ediyor insan
İnsan işte merak ediyor
Kapanınca telefon, karşı  taraf beklemiş midir ?
Tekrar çalsın istemiş midir?
Telefona bakıp İstanbul'u görmüş müdür?
Görmüş müdür İstanbul gülüşünü ?

Hayırlı geceler # 1



İstanbul nasıl?
Soğuk ve yağmurlu
Aklınıza yumuşacık naif damlalar gelmesin
Sert, kurşun gibi
Kıyafetten dolayı koluma düşenleri hissetmedim ama
Yüzüme değenler "çarptım mı dönersin" cinsinden
Su damlası acıtır mı?
Ya aşk?

Bu gece çayın yüzüne kimse bakmadı
Az önce üçüncü kez ısıttım

Çay, yağmur sesi, gül kokulu mum ve Nuriye Çeleğen'in kitabı
Hayırlı geceler

28 Ocak 2014 Salı

Patch Adams


Adım Mitch Roman
Georgetown Üniversitesi'nden
W. T. Bilimsel ödülüne layık görüldüm

Ben de Patch Adams
Emerson ilköğretim
Bir keresinde bir tavşan çizdim
ve iki yıldız aldım

İki kişi. Hadi koyun kendinizi birinin yerine. Göğsünü şişirip ağzını doldura doldura ünvanlarından bahsedeni mi seçtiniz diğerini mi? 

Patch Adams 99 yapımı bir film. Yaşanmış bir hayat hikayesinden uyarlama. Ben az önce izledim. Ve gerçekten beğendim. 

Müzekart



Epeydir aklımdaydı müzekart almak. Bu yılın sonlarına doğru İstanbul'dan taşınma ihtimali de olunca ister istemez daha çok yer görme isteği uyanıyor. Dün İstanbul bir dereceydi. Karla karışık yağmur ve kuvvetli rüzgar vardı. Olumsuz hava şartlarına rağmen müzekart almadan dönmedik.Gitmemiz ayrı, kartı almamız ayrı bir olaydı zaten. 
Kız kardeşimle birlikte görevliye öğrenci kimlik kartlarımızı uzattık. Orada açık ve çirkin fotoğraflarımız olduğu için birer tane de kapalı vesikalık fotoğraf verdik. En azından müzekartımızdaki fotoğraf güzel olsun. Görevli fotoğraflara baktı. Öğrenci kimlik kartlarındaki fotoğraflarımıza baktı. İki elinde iki fotoğraf. Önünde iki öğrenci kimlik kartı. Eşleştiremedi. Sonra bize baktı. Tekrar fotoğraf ve kimlik kartlarına. Bul karayı al parayı şeklinde el çabukluğu yapanlar gibi fotoğraflar bir o karta bir bu karta konuldu. İşin içinden çıkamayan görevli bize bakıp güldü. Bir fotoğrafı göstererk "bu hanginiz?" diye sordu. Biz dayanamayıp güldük. Ama gerçekten komikti. Öğrenci kartlarındaki fotoğraflar çok çirkin, vesikalıklar çok güzel. Bizim o anki görüntümüz de orta halli olunca birbirine benzemeyen üç kişi çıkıyordu ortaya. Görevli de haklı.
Kartlarımızı aldık şimdi sıra tavsiyelerinizde. Nelerelere gidelim? Nereden başlayalım gezmeye?

27 Ocak 2014 Pazartesi

Hadi benimle gelin

Ne zaman dışarı çıksam yoruldum diyorum. İstanbul'da yaşamayanlar ne kadar anlatsam da beni/halimi anlayamazlar. Bu yüzden Ataşehir'den Fatih'deki Historia Avm ye ulaşıncaya kadarki süreci fotoğraflarla göstermek istedim size. 
Hava çok soğuk, yağmurlu ve rüzgarlıydı. Çok gezdik, çok ıslandık, çok üşüdük. Buna rağmen çok iyi vakit geçirdik kız kardeşimle. 


Önce otobüsle 28 durak gittik


Otobüsten sonra metroya bindik


5 durak da metro ile gittik 


Hedefimiz Marmaray


Ayrılık çeşmesi'nden Sirkeci'ye kadar da marmarayla gittik


Cağaloğlu'nda Valilik Binası'nın orada karaya ayak bastık


müzekart aldık


Sultanahmet'de tramvaya bindik


Yusufpaşa'da indik


Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı, gece demeden zaman mekan ayırt etmeden yiyebileceğim tek yiyecektir simit.  Her zaman olduğu gibi simit yedim


Oturduğumuz mekan (cami manzaralı :) )

Tatil neydi?


Sevgi neydi?
Sevgi iyilikti, dostluktu, emekti

Tatil neydi?
Tatil Sultanahmet'e gidip müze kart almaktı, 
Historia'da dolaşmaktı, 
Fatih Camiinde öğle namazı kılmaktı
Dört vasıta değiştirip eve varmaktı :)


Şimdi yazdıklarımı yaşama vakti
Hava soğuk ve kapalı olabilir, ne gam
Benim ruhum bahar

26 Ocak 2014 Pazar

Penti'de indirim


Firma ya da ürün reklamı yaptığımı sanmayın. Benim haberim oldu istifade ettim, sizlere de söylemiş olayım.  Pentide %70 e varan indirim var şu an. Ne kadar sürer, sürse de ne kadar ürün kalır bilemiyorum. Zira Kadıköy'deki Penti resmen yağma edilmiş gibiydi.

6.50/ 1.95              4.50/1.35

20 denye ufacık bir soket çoraba 6.50 vermedim hiç. Vermeyi de düşünmüyorum. Ayraç olsa alırdın diyenlere cevap: Evet alırdım :) Demek ki 5 lira da 15 lira da veren oluyormuş. 75 kuruşa pantolon çoraplarından aldım. Bir bakın derim. Kargo parasından çekinmiyorum derseniz online siteleri de var.


Ev botları ve patikler de yarı fiyatına düşmüş. Patikler 4.99  Keyifli alış verişler.

25 Ocak 2014 Cumartesi

Düşlerin Rengi


Metrodayım. Kadıköy'e gidiyorum. İnmeme iki durak kalmıştı sanırım. Birden sarı saçlı, renkli gözlü bir kız çocuğu ilişti gözüme. Aklımda blog açma düşüncesi bile yokken takip etmeye başladığım bir bloggerin kızıydı. Kafamı biraz daha çevirince Zeynep Hanım'ı da gördüm. Kocaman bir gülümsemeyle merhaba dedim. Böyle ani tepki vermeme ben de şaşırdım. Nasıl heyecanlandıysam artık. Ne konuşacağımı düşünmeden, söze nasıl başlarım diye hesap etmeden direkt merhaba dedim. Tabi onlar da hiç tanımadıkları birinin kendilerine kırk yıllık dost muamelesi yapmasına şaşırdı. Blogunu takip ettiğimi söyleyince ortam sıcacık oldu. Ne çok isterdim Zeynep Hanım ile kahve içip sohbet etmeyi.


Zeynep Hanım'ın çatı katı atölyesi var. Çekirdek Sanatın Genç Ressamlar bünyesinde fuara katıldığı fotoğrafını paylaşmadan edemedim. Film izlediği, resim yaptığı, soluklandığı çatı katı şimdi benim de hayallerimi süslüyor. Zeynep Hanım'ın blogundaki görsellerle , tatlı anlatımıyla öyle bir ortamda olmayı hayal eder oldum. Kitap, film, sanat, resim, edebiyat, mektuplar... İlgi alanlarımız, beğenilerimiz, zevklerimiz birbirine çok yakın.


Kocaman ışıl ışıl sevgi dolu gözleri, samimi gülümsemesi olan Zeynep Hanım, yerin onlarca metre altında, bir sürü gürültünün içinde sizi görmekten dolayı gerçekten mutluyum.

Blogunu merak edenler TIK TIK

Taze çayım var


Çay demledim diyen olsa
Gel de birlikte içelim sıcaklığında.
Fırından simit alsam
Sohbet etsek
Olmadı film izlesek


Sarı kupadaki çayımı bitirip üçüncü bölüme geçmeden hazırlanayım.
Bugün dersane var :(



24 Ocak 2014 Cuma

18 hafta bitti


Dokuz + dokuzdan oluşan on sekiz haftanın sonuna gelmek demek iki hafta tatili hak etmek demek. Yani sekiz yıldır bu benim için böyle. Blogumu takip edenler hem çalışıp hem de üniversitede okuduğumu biliyordur. Biliyorsunuz değil mi :) Bir de bu tempoya hafta sonu dersane eklenince ister istemez çatlayacak kıvama geliniyor. Aşk-ı Sükun'u okumanın tam zamanı diye düşünüyorum. Nuriye Çeleğen daha önce tanışmadığım bir kalem. N.Bekiroğlu'nu andırıyor gibi. Yani ilk izlenimim öyle. İçinizde daha önce kitaplarını okuyan var mı? 


Katılım belgelerini bekleyen ama tatile girdikleri için üzülen öğrencilerim var. Tatil ve iki farklı duygu. Ben sevinirken onlar üzülüyor. Umarım mutlu olduğumu çok belli etmem :) Zira incinmelerini istemiyorum. Hayırlı Cumalar...

23 Ocak 2014 Perşembe

İki ayraç bir film


Geçen senenin ortalarında almıştım bu iki ayracı. Hacivat ile Karagözün birlikte olduğu farklı ayraçlar görmüştüm. Ayrı ayrı olması bence güzel olmuş. Arkalı önlü olanı da var mıdır acaba? 



Finallerin bittiği gün iş çıkışı kız kardeşimle Patron Mutlu Son İstiyor'a gitmiştik. Bir an Komedi Dükkanı'nı izliyorum sandım. Mimikler, tepkiler aynı. Ben sevmedim. Gidecekseniz Düğün Dernek'e gidin. En azından bol bol gülersiniz. Siz en son hangi filmi izlediniz?

22 Ocak 2014 Çarşamba

Güzel Haber



Güzel haber mi !!!
Hemen vereyim
Z.Hanımın artık bir blogu var

Z.Hanımın blogu

18 Ocak 2014 Cumartesi

Kadıköy


Kız kardeşim sabah aradığında Kadıköy'de eylem olduğunu söyledi. Ben de farklı güzergahtan giden otobüse bindim öğlen. O da Numune Hastanesinin orda indirmez mi.!!! Eylemden dolayı yol kapatılmış. Eee hani diğer yol kapalıydı. 20-25 dakika yürümem gerekti. Hem de eylem için yığılmış insanların içinden. Kavga çıksa, polis müdahale etse, olmadı biri sataşsa . Korka korka kalabalığın içinden geçtim. 




Biliyorum fotoğraf hiç estetik değil. Ama sohbetimizi, neşemizi görseydiniz sofrayı görmezdiniz bile. Fakülteden arkadaşım ve kız kardeşimle öğlen kahvaltısı yaptık. Alüminyum folyodaki evden getirilen peynirleri fark ettiniz mi? Ne yapayım, peynirsiz kahvaltıyı sevmiyorum. Sizin hafta sonunuz nasıl geçiyor? Nerelere gittiniz, anlatın daaa :)

17 Ocak 2014 Cuma

Hâlâ mı..? Evet



Dört otuzdan bir otuzu çıkarırsanız benim ne kadar uyuduğumu bulacaksınız. Topkek ve acı kahveyle ayılmaya çalışıyorum. Çocukken de severdim şimdi de seviyorum. Eti topkek fındıklı kakaolu en sevdiğim abur cuburlardan. Sizin çocukluğunuzdan kalma abur cuburlarınız neler?

Sabah dokuzda sınavım var.
Başarılar dileyin

16 Ocak 2014 Perşembe

Z. Hanım # 3


Elinde 21 tane kalem gören arkadaşı Z. Hanım'a sorar. "Okula yardım amaçlı mı gönderiyorsun kalemleri?" Durumum ve bizim gibilerin durumu bundan ibaret :)



Aslında bütün suç şu alt tarafta duran fıstık yeşili kalemin. Z.Hanım daha önceki paketinde o kalemi yollamıştı. Rengini, eldeki duruşunu, şeklini her şeyini çok sevdim o kalemin. Geçen hafta laf arası farklı renkleri olup olmadığını sorunca ertesi gün gidip diğer renklerini almış. İyi de yapmış hani. Keşke fuşya, turuncu, sarı, pembe renkleri de olsa. Hepsini Z. Hanım bana alsa.


Eylül ayı benim için kırtasiye ayıdır. Büyük marketlerde satıldığını görmüş ama Z. Hanım bana da aldığını söylediği için gidip gelip bakmış, satın almamıştım bu seriyi. Dünkü paketin içinde bu harika renkteki kalemler de vardı. Sevgili dostuma bir de buradan teşekkür edeyim. İyi ki var :)


15 Ocak 2014 Çarşamba

Rüzgarlı tepe


İstanbul'dayız. Akşama yakın bir zaman ve yumuşacık bir rüzgar... Sen işten çıkmışsın. Üzerinde kırık beyaz bir takım. Bir elinde evrak çantan diğer elinde kitaplar var. Tepe gibi bir yerde bekliyorum seni. Beni görünce adımların hızlanıyor. Hoşuma gidiyor, gülüyorum. Sanki her gün o tepede o rüzgarlı tepede buluşup eve birlikte dönüyoruz. Öyle bir his işte, tarifsiz.
Hava çok güzel, rüzgar da yumuşacık diyorum. Hadi yürüyelim o zaman diyorsun. Yakınlarda tiyatro binası varmış birileri konuşurken duydum. Telefonun çalıyor. Yan yana yürüyoruz. Hem de İstanbul'da. Sağ tarafımda tiyatro binası var sol tarafımda sen. 
Önce bina sonra da sen kayboluyorsun telefonun alarmıyla. Mutsuz uyanmak böyle bir şey sanırım. Keşke... Keşke hiç duyulmasaydı o ses rüya gibi rüyadaki gibi yaşasaydık 

14 Ocak 2014 Salı

Bu soruyu da geçelim


Danışman hocam 
Aksi
Sinirli
Huysuz
Kavgacı
Abartmıyorum
Çoğu var azı yok
O derece yani
Bugün koridorda gördüm
Yolumu değiştirmeye niyetlenmiştim ki
Eliyle gel gel işareti yaptı
Adım attıkça geriliyorum
Sorgu sandalyesine oturmuş ezik büzük bir ben
Niye aramıyorsun diye gürledi
Allah Allah dedim içimden 
Niye arayayım ki ben seni
Yoğunum hocam diyebildim kısık sesle
Herkes yoğun, bahane mi bu, neyse sınavın mı var dedi
Evet dedim
Hangi ders dedi
Allahım hangi dersti, o an unuttum
5 dakika sonra sınav olacağım dersin adı silindi hafızamdan
Bilimsel araştırma yöntemleri sınavına gireceğimi bir türlü hatırlayamadım
Sosyoloji dedim
Hımm dedi, kim giriyor dersinize?
Bu soruya da cevap bulamadım
Basiretim bağlandı.
Hocanın adı uçtu gitti
Z.A mı giriyor dedi
Evet hocam dedim
(Ya bu kadar mı acınacak hale düşülür)
Yarın sınavın var mı dedi
Olmadığı halde evet dedim
kaçta dedi
Aklıma saat gelmedi
Ne düşünmüştür hakkımda
O andan beri moralim bozuk
Bak kızım dedi
Eyvah dedim sayıp dökecek 
Yüksek lisansını bende yap
???
Hıhhh???
Ben dedim, okul bitince yüksek yapmayacağım
Evlenecek misin dedi
Hayır dedim
Niyeeeee dedi
Allahım bu soruya da cevap yok
:)
Evlenmiyorsan yüksek yap,
Yüksek yapmayacaksan evlen
Oldu canım
Bu M.F.B Hoca babamın da hocasıymış
Ne zaman denk gelsek haşlar beni
Bb olan notumu çok düşük bulur
Ba aldım mı kızar
Şimdi bir fakültede Dekan olmuş
En iyisi güzel bir  çiçek yaptırayım da ağzı dursun
Yoksa çekilmez bir dönem daha
:)

Bob Ross-2-


Sevgili Bob
Cevizli kek anlayışın bu mu?
Ben sana tarçınlı cevizli anne keki çiz diyorum sen prensli mirensli bir şeyler çiziyorsun
İnce belli bardak yerine de fıçı gibi bir fincan
Kitaba da diyecek sözüm yok
Teessüflerimi kabul buyur Bob Amca
:)
Bunlar hep sınav stresinin yansımaları
Çalışayım bari

13 Ocak 2014 Pazartesi

TRT Bob Ross


TRT deki ressam amca Bob Ross olsa
Şu örtünün üzerine bir dilim cevizli tarçınlı kek çizse
Yanına da dumanı tüten ince belli bardakta çay...
Tek kanatlı Kuş kitabını da sağ tarafa kondursa
Yarın final sınavı olmasa
Neyse
Artık haftaya donatırız örtüyü



12 Ocak 2014 Pazar

Hayırlı Kandiller




Yine mi ayraç? Evet, yine :)


Kadıköy'den karşıya hep Eminönü vapuruyla geçerim. Cuma günü deli dürttü sanırım Karaköy vapuruyla geçtik. Vapurdan inip birkaç adım yürüdükten sonra ne göreyim!!! Baykuşlu ayraçlar da koleksiyona eklendi.


Galata Kulesinde hediyelik eşya satılan küçük bir yer var. Daha önce  oradan İstanbul ve Galata Kulesi temalı ayraçlar almıştım. Baykuşlu ayraçların satıldığı yerde o serinin bulamadığım diğer ayraçlarını da bulunca aldım. Üstelik o zamanki fiyatının neredeyse yarısına.


Galata Kulesi benim için çok özel bir mekan. Minik taburelere oturup demli çay içmeyi, su doku çözmeyi ve etrafa bakınmayı özledim. Bahar gelse ...


10 Ocak 2014 Cuma

Kokoş şişeler

Yine bir el emeği göz nuru ile karşınızdayım. Bu sefer değişik bir şeyler istiyorum demiştim ya, sanırım oldu. 
Kız kardeşimle Tahtakale'de dört döndük bu 29cc minicik kavanozları bulmak için. Birkaç yerden fiyat öğrenmeden de almak istemedik.


Sonrası birkaç metre janjanlı tül ve  biraz kurdele. Eve gelir gelmez farklı renklerdeki tül parçalarıyla sardık sarmaladık kavanozları.

Açıkçası ben çok beğendim. Nişanlandığım zaman bu kavanozlardan 50-100 tane hazırlayıp içlerine şeker, lokum ya da lavanta koysam; etiket olarak da nişan tarihini yapıştırıp misafirlere  hediye etsem ne güzel olur.

İçlerine henüz bir şey koymadım. Daha doğrusu alternatif bolluğundan seçim yapamıyorum. Kuş lokumu, normal lokum, bonibon, draje, şeker, lavanta. Siz içinde ne olsun istersiniz?
Not: Kavanozun  içine 4-5 tane minik kuş lokumu sığıyor :)


Bulmuşken bu kavanozlardan bol miktarda aldım
Boş kavanozlardan
ya da süslenmiş hallerinden satın almak isteyen olursa benimle iletişime geçebilir
benzer
benzer