22 Temmuz 2012 Pazar

RAMAZAN # 2



Ramazanın ikinci günü ve babam evde değil. İftara yarım saatten az kaldı. Sormuyorum bile anneme. Ramazan ayında iş gereği çok yoğun olan babama hak vermiyor değilim. Ama... Ama yaşım kaç olursa olsun ben babamın büyüyen küçük kızıyım. İlk iftarımızı budanmış bir ağaç gibi kırpık bir halde iki kişi yapmıştık. Anneme eskiye özlemimi anlatan üç kelimelik kocaman bir cümle kurmuş sonra da susmuştum.

Masamız hazır. Bu sefer annem ve abim de bizimle oturacak sofraya. Şeker hastalarının normalde öğünlerini aksatmamaları lazım, ama anne işte. Bakıyorum beş tabak var. Gözlerim anneme sorular soruyor, dudaklarım kıpırtısız. Babana söyledim, o da  iptal etti gideceği yeri, gelmek üzeredir derken gülümsüyor. Hep birlikte "eskisi gibi" sofraya oturacağız.

Şimdi size ne yazsam o anki sevincimi anlatmaya yetmez. Hemen aradım babamı. Fırına uğramış, pide kuyruğunda ,bir gözü de saatte. Pencereden sarktım. Kulağım ezanda, gözüm gelecek olan arabada, gönlüm mutluluk diyarlarında.

Eskisi gibi oturuyoruz soframıza. Dualar eşliğinde beş kişiyle  açılıyor iki kişin orucu. Öyle tatlı bir an ki... Sohbet ediyoruz, gülüyoruz, eskiye değinmeden de geçmiyoruz. Planlar yapılıyor. Bir akşam Sultanehmet'te yapacağız iftarı, bir akşam yeni açılan Mimar Sinan Camiinde kılacağız teravih namazını.

Kız kardeşim biz sofradan kalkmadan türk kahvelerimizi pişiriyor. Sonrası iyilik güzellik, sağlık :)


Herkese hayırlı ramazanlar

2 yorum:

  1. Her iftar boyle olsun..ya da bundan biraz daha guzel..
    Sarildim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin,
      herkese huzur getirsin bu mübarek ay

      Sil


Yorumunuzu yazdıktan sonra YORUMLAMA BİÇİMİ kısmında ANONİM seçeneğini işaretleyip yorumunuzu yayınlayabilirsiniz.

benzer
benzer