3 Haziran 2012 Pazar

TUFAN




Her insan bir şehrin içindedir ve her şehir bir insanın içinde.Güneşli bir kış günü yaşanıyorken şehrimde , rüzgarla yürümeye başladım. Sık ağaçlı bir orman içindeydim ve ağustos böceklerinin sesleri havadan sudan, iyilikten sağlıktan dem vuran iç sesime karışıyordu. Ne ben ormanın içindeydim ne de aylardan ağustostu. Vakit tufandan az önceydi. Yer ve gök sularını bırakmamıştı henüz. Gözlerin uzağında bir gemi gördüm. Acaba alır mıydı beni gemiye bu yalnızlığımla? Ben geldim desem... Eksik yanlarımı tamamlayan rüzgar ve ben... Alınmadım gemiye. Yalnızdım çünkü. Ve yağmur başladı. Ne yer sularını tuttu ne de gök sularını yuttu. Sonrası tufan. Ne şehir kaldı geriye ne de güneşli günler. Su sızdırmaz bir kil tabakasıyla örtülü şimdi ve eski fotoğraflarda kaldı şehrim.

5 yorum:

  1. çünkü herkesin bir kenti vardır;herkesin bir adı gibi bir kenti vardır.....
    herkesin bri kenti vardır.bir insanı sevmek gibidir bir kenti sevmek.tanınmayan insan ,gidilmeyen kent sevilebilir mi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gitmemişsindir, ayakların değmemiştir mesela ya da gökyüzündeki bulutların ne rengi ne desenleri hakkında konuşulmamış, bir bardak çayın tadına bakılmamıştır.
      Ama seversin o kenti. Sevdiğinin elleri değmiştir rüzgarlarına, kaldırımlarına sinmiştir varlığı...
      Sevdiğinin sevdikleri , sevdiklerin oluvermiştir.
      Kalsa da gitse de içinde bir kil tabası yoktur tufan sonrası yaşanmışlıkları örten, saklayan, gizleyen
      Neyse
      Selam vesselam....

      Sil
  2. Hayır..gün boyunca akmasın diye zorlukla içimde tuttuğum yaşlarım şimdi akmayacak..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Masallarım da bitti.
      Koyu beyaz tavana diktim gözlerimi.
      Kapatsam gözlerimin tufanı başlayacak.

      Sil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil


Yorumunuzu yazdıktan sonra YORUMLAMA BİÇİMİ kısmında ANONİM seçeneğini işaretleyip yorumunuzu yayınlayabilirsiniz.

benzer
benzer