Akşamın geç bi vaktiydi frezyaları kokladığımda. Adım atacak yeri olmayan dolmuşlardaki günlük çilemi çekerken kokuların ulaştığı, gözlerin erişebildiği yerlere dinginlik ve hoşluk bırakan çiçeklerimi kucağında taşımaya gönüllü bir hanımefendinin isteğini geri çeviremedim.
Eve yaklaştığım bir zamandı. Oturabilmenin keyfini yaşayıp çiçeklerimi kucaklayarak şehrin ışıklarına yorgunluğumu bölüştürüyordum. Gençlerden bir kız ile delikanlı bindi dolmuşa. Tek kişilik ücret vermesini anlamaya çalışırken iniverdi delikanlı. Sevgilinin ücretini verip ineceği yeri söylemişti ya, inebilirdi artık. Bir durak sonra oturup oturmadığını sorduğu kısa bir telefon görüşmesi de yapıldı. Ben keyif ile şaşkınlık arası volta atıyorum.
Yanımda olamasa da gözlerimin yansımasında, yüreğimin heyecanında, yüzümün tebessümünde biri olsa diye dua temenni arası bir şeyler düşünüp kapatıyorum gözlerimi karanlıkta kara bir nokta olana dek.
Varsın sevgilinin ellerinden alınmasın frezyalar. İlk onun bakışları, dokunuşları değmesin. Bir vazoya sığdırılan mutluluk tarlalarında dolaştım ya bütün gece. Yetmez mi :)
"İki Gönül Bir Aşk" bugün hediye edildi.
Onun hikayesi cumartesi anlatılacak
Sevgiler
çok güzel bir post:)
YanıtlaSilçiçekler çok güzelmiş,
bende çok severim,
hayırlı günler,sevgiler canım:)
Kuş cıvıltıları ve çiçek kokularıyla uyanılmış güzel bir bahar sabahı.
SilŞimdi İstanbul telaşlıdır.
Parka gitmek isteyen çocuklar,
kemikleri ısıtmaya çalışanlar,
sevgili ile randevulaşanlar...
Çocuklar, gençler, yaşlılar, sevdalılar, arkadaşlar, kankalar ve yalnız insanlar
şimdi bilmediğimiz caddelerin sokaklarındaki kaldırımları hangi duygu ve düşünce ile adımlamaktalar?
Ben mi???
Ben birazdan işe gideceğim
Keyfini başkaları çıkaracak güzel şehrimin
Sevgiler
:)
Yüreğinde duyduğun o heycanı Rabbim sanada yaşatır inş. Bir ömür mutlu mesud olasın...Kitabın hikayesini dört gözle bekliyorum :)
YanıtlaSilHayırlı geceler...