Bir anne ve "harami" bir kız... Tek sıkıntısı ve yegane mutluluğu babası Celil...
Bir kadının ipteki cesediyle karattığı hayatın, yine bir iple yeşerttiği hayatlar var Bin Muhteşem Güneş'te.
Küçük yaşta büyük erkeklerle evlendirilen; acıyan, kanayan, sızlayan yaralarını, yanlarını sessizliklere gömen kadınları okudum acıya acıya, acıta acıta.
İntihar, savaş, yıkım, yitiriliş ve çaresizliğin en dibi; bir yandan babaya duyulan sevgi, çocuklukta çocuksu aşklar ve en nihayetinde buruk da olsa nefes almanızı sağlayan mutlu bir son.
Dostluğu, dayanışmayı, vefayı, umudu ve umutsuzluğu, yoksulluğu, ızdırabı muhteşem bir kurguyla ve harika bir olay örgüsüyle anlatan bu kitabı okuyun derim.
"BU KENTİN NE ÇATILARINI IŞILDATAN AYLARI SAYABİLİRSİN,
NE DE DUVARLARININ GERİSİNE GİZLENEN BİN MUHTEŞEM GÜNEŞİ."
Saib-i Tebrizi
Elinizden bırakamayacak
ve etkisinden hemen kurtulamayacaksınız
Harami: Gayrı meşru
Khaled Hosseini´nin kitaplarini cok ama cok begenerek okuyorum.En son ucurtma avcisini okumustum ve neeee cok aglamistim :(( en cok sevdigim eserlerden birtanesi.Bak yine duygulandim simdi :((
YanıtlaSilMein Blog/Blogum
Keşke diyorsun bazen de acaba...
SilBilemiyorsun ki...
Haliyle her seçim bir acabaya ya da keşkeye gebe genellikle
Keşke ile acaba karışık içimde..Keşkeden uzaklaşmayı deniyorum bazen bazense acaba çıkıyor karşıma..
YanıtlaSilHayırlı pazarlar..
Güzel olsun istemiştim
SilGüzel bir düş, güzel bir gülüş
Aklıma Freud'un bir sözü geliyor ve susuyorum.
"Mutsuzluğu tatmadan hep mutlu olmak istersin! Oysa nelerin seni mutsuz ettiğini bilmeden, nelerle mutlu olacağını nerden bileceksin? "