İstanbul'dayız. Akşama yakın bir zaman ve yumuşacık bir rüzgar... Sen işten çıkmışsın. Üzerinde kırık beyaz bir takım. Bir elinde evrak çantan diğer elinde kitaplar var. Tepe gibi bir yerde bekliyorum seni. Beni görünce adımların hızlanıyor. Hoşuma gidiyor, gülüyorum. Sanki her gün o tepede o rüzgarlı tepede buluşup eve birlikte dönüyoruz. Öyle bir his işte, tarifsiz.
Hava çok güzel, rüzgar da yumuşacık diyorum. Hadi yürüyelim o zaman diyorsun. Yakınlarda tiyatro binası varmış birileri konuşurken duydum. Telefonun çalıyor. Yan yana yürüyoruz. Hem de İstanbul'da. Sağ tarafımda tiyatro binası var sol tarafımda sen.
Önce bina sonra da sen kayboluyorsun telefonun alarmıyla. Mutsuz uyanmak böyle bir şey sanırım. Keşke... Keşke hiç duyulmasaydı o ses rüya gibi rüyadaki gibi yaşasaydık
Rüyan güzel abla . Aslında rüya gibi günler yaşamak şu fani dünyada daha da güzel ya... Ama kaderin kime güleceği belli olmuyor.
YanıtlaSilHem de nasıl
SilBloga yaz yaz dedin, elim kolum durmuyor bak
:)
Mutluyum, mutlusun, mutlular.. Eee o zaman? Yaşasın geri dönüş ! :)
SilMuhteşem değil belki
Silama döndüm yaa
Aklıma Döngele geldi
Bir de Meryemce
(Dağın Öte Yüzü)
Her geri dönüş muhteşemdir. Bekleyenine.
SilDöngele benimle ilgili ise sevindim aklına gelmesine.
Meryemce?
Döngele, Meryemce,Koca Halil...
SilYaşar Kemal'in Dağın Öte Yüzü kitabında geçiyor
Öylesine geliverdi işte aklıma
(Sen de okumalısın)
Okumalıyım evet. :)
Sil:'( duygulandım... ama güzeldi
YanıtlaSilsevgiler
Bahar gibi bir şey
Sil:)