Telefon çalar... Kimin aradığından önce saate bakıp "off ya bu saatte de aranır mı" dersin. Arayan göz nuru, yüz aydınlığı, tebessümlerin müsebbibi babam...Keyifsiz...Uzak bir akraba vefat etmiş. Sabır dilersin de sen artık yatmaya, odalarda sıkışıp kalmaya sabredemezsin. Rastgele bir eşarp takıp fırına doğru gidersin. Bir yanda peş peşe dolu gelen otobüsler bir yanda işe yetişmeye çalışanların koşuşturmacaları. Yeni yeni kurulmakta olan pazar ve pazarcıların telaşları...
Canın istemez beyaz masa örtülü bir sofrada peynirlerin şekilli, domateslerin süslenerek servis edildiği kahvaltı sofrasını. Ekmeğin ucunu minik bir köpeğe doğrayıp kalanını üç beş zeytin iki çatal peynirle yemek için evin yolunu tutarsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuzu yazdıktan sonra YORUMLAMA BİÇİMİ kısmında ANONİM seçeneğini işaretleyip yorumunuzu yayınlayabilirsiniz.