İncecik bir derenin üzerine yapılmış kamelyada kahvaltı yapmak sanki bütün yıpranmış kabuklarımdan arınmak gibiydi. Ormanın içinde mis gibi hava, dağlardan getirilmiş buz gibi su. Kuş sesleri, yaprak hışırtıları , çocuk cıvıltıları...
Sağolsun babacığım bizi Şerefiye'ye kahvaltıya götürdü. Bizim buraların eritme peyniri meşhurdur. Önce elinin tersiyle çatal bıçağı iteceksin. Kara fırında pişirilen odun ekmeğini elinle yırtıp kocaman bi parça koparacaksın. Bol tereyağlı peynire bandırıp kokuyu içine çekeceksin. Sonrası muhteşem. Aman canım alt tarafı peynir diyenler olabilir. O ortamı görmeden , muhteşem lezzeti tatmadan bana hak vermeniz mümkün değil. Fiyatları çok uygun, servis güzel. Biz 5 saat kaldık. Uzun uzun kahvaltıl, bol sohbet. sonrası demlik demlik çay.
İstanbul'dan 3-3.5 saat sürüyor. Arabanız varsa bir hafta sonu kaçın buralara derim. Dönerken amcamın fırınına uğrayıp tava ekmeği almadan geçmeyeceğinize söz verirseniz size bu harika yerin adresini de söylerim :)
Merhaba ,
YanıtlaSilblogunuzu yeni keşfettim..
İstanbula yakın olan bu güzel tavsiyeyi değerlendiricem...çok hoş..sevgiler
desene bizim buralara gelmişsiniz. eskiden bende istanbulda yaşardım yeşilliğe hasrettim şimdi ise apartmana hasret kaldım. komşunun zilini çalmak isterdim. ama buralarda kimse zil kullanmıyor. bir bakmışım hop evde birileri dolaşıyor. buraya göre samimiyet bana göre ise özel hayata saygısızlık. farklı kültürde yaşamak çok zor. tarif ettiğiniz yeri çok iyi biliyorum. helede o kaşarlı mantar çok nefis olur.
YanıtlaSil:)
SilTeyzemlerde de durum anlattığınız gibi.
Otururken birden karşınızda komşu kadını görebiliyorsun.
Benim hoşuma gitmese de teysemler alıştığından sorun etmiyor.
Gelecek baharda yine bol muhabbetli bir kahvaltı için geleceğiz sizin oralara
Sevgiler