4 Ağustos 2012 Cumartesi

RAMAZAN # 5


Komposto tarifi içermez :)
-5 yıl öncesi-

Üç gün sonra iftara misafirler gelecek diye içim içime sığmıyor. Öte yandan  yemek yapmaya yeni başlamış biri olarak da korkmuyor değilim. Gelecek olanlar  yabancı değil ama ev sahibi olma düşüncesi uykularımı bile bölecek kadar sorumluluk yüklüyor omuzlarıma. Hemen validemi arayıp yapabileceklerimle ilgili önce fikir sonra da tarif alıyorum. Anlatıma bakılırsa hiç zorlanmadan birkaç çeşit çıkarıp misafirlerimi ağırlayabileceğim. Kocaman bir sevinç ve mutlulukla valideme minnet dolu iltifatlar ederken bir kompostu lafı bahar rüzgarı gibi sessizce esip kayboluveriyor. Aslında ben o an için öyle sandığımı iftar günü anlıyorum.

Bilinç altımda mayalandıkça mayanlanmış bir komposto yapma düşüncesi ile o büyük günün sabahına uyanıyorum. Aklımda tek bir düşünce var. Komposto. Ne kadar da kolaydır yapımı değil mi? Değil. Değil efendim, gerçekten değil. :) Büyük, etli can eriklerinden  dört beş tane doğrayıp kaynayan şekerli suyun içine attım. İyi de şimdi bunlar ne kadar kaynayacak derken validemin yarım saate yakın kaynattığını hatırladım. Kapağı da aralayarak fırında patatesli tavuk yapmak için işe koyuldum. Öyle kaptırmışım ki kendimi komposto tenceresinin altı hala yanıyor. Ey Allah'tan korkmaz insan . Bir eriğin suçu günahı ya da eti budu ne de yarım saatten fazla kaynatıyorsun. Kafaya koydum yapılacak o komposto. Süzgeçten geçirerek kabuklarından kurtuldum. Yeniden tencereye koyup içine bir tane  şeftaliyi doğrayıp attım. Ve ilk taşımda kapattım. Kompostoyu kurtarmıştım ya sevinci yeterdi. Ama yetmedi. Kurtarma çalışmalarıyla haşır neşir olduğum sırada patatesli tavuğun fırında olduğunu unuttum. Yer yer karaltılar varken nasıl servis edecektim. Ağlamak ile depresyona girmek arasındaki sınırda dolaşırken domates sosuyla görüntüyü kurtarma fikrine sıkıca yapıştım. Öyle de yaptım.

Ezana çok az bir süre varken yere serilmiş sofrabezinin üzerinde  tavuklu patates ,pilav, salata ve komposto duruyordu. Yukarıdaki görselde olduğu gibi sarı renkli bir kompostu olması gerekirken mürdüm renkli, tarçın kokulu, erik tatlı, şeftali parçalı bir karışım kaşıklandıkça kaşıklandı. Her kaşıkta başka bir aroma ve cevapsız kalan bir soru. Allah aşkına ne var bunun içinde??

Az önce o günü ana ana o günkü  kompostodan yaptım. Buyurmaz mısınız :):)

7 yorum:

  1. :))) vallaha öle bi kurtarmışsın ki yeni süper tarifler çıkmışş ne diyelimm ellerine sağlıkk ve zekana..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :):)
      Hani bilmeyene her şey zor derler ya. benim için de öyle oldu.
      Normalde 15 dakika yapılabilecek bir şey benim elimde neredeyse iki saat sürdü.
      Babam daha önce tatmamıştı. O da her kaşıkta ne kattınız içine diye diye çabucak bitirdi
      :)

      Sil
  2. Bu gün yaptığın o günkü gibi olmamıştır ama değil mi :) Onun tadı mutlaka daha başkadır :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      Ben kaşık kaşık anılarımı içtim.
      Kah hüzünlendim kah mutlu oldum.
      Muhakkak ki tadı farklıdır
      Hey gidi günler heyyyy
      Şimdi ben bırak kompostoyu çeşit çeşit tartoletler yapıyorum

      Sil
    2. Anılarsa içtiğin onun tadı bambaşkadır :)
      Kompostoda kimmiş artık hepsinin hakkından geliyorum diyosun :) Ellerine sağlık maşallah :)

      Sil
    3. Mutfakta epey tecrübe kazandım.
      :)

      Sil
  3. çok güzel gözüküyor
    o çeşit çeşit tartöletlerinde fotoğrafını istiyoruuuz :)

    YanıtlaSil


Yorumunuzu yazdıktan sonra YORUMLAMA BİÇİMİ kısmında ANONİM seçeneğini işaretleyip yorumunuzu yayınlayabilirsiniz.

benzer
benzer