Yağmurlu bir pazar günüydü. Her pazar koşarak , cıvıldayarak gelen 8-12 yaşlarında dört kız çocuğu için tülünü hafif araladığım cam kenarında endişeyle bekliyordum. İnşaallah anneleri izin vermemiştir cümlesine sığınırken gri, soğuk havayı ve şiddetli yağan yağmuru tuzla buz eden gülüşleri duydum ve sonra hızla koşan kız çocuklarını gördüm. Sarıldık. Yağmurluydu , keşke... dedim. Başka da bir şey diyemedim. Çoktan kızlar yerlerine oturmuş derslerini bulmaya çalışıyorlardı. Bu sefer koşma sırası hoca ablalarındaydı. Ocağa mis kokulu çay için su koydum. Kağıt parayı da avucuma sıkıştırıp ruh yıkayan gönül okşayan yağmura bıraktım kendimi. Elma çayı içip portakallı kek yedik. Derslerini dinledim. Ortaklaşa okudukları hikaye kitabımızdan da bir bölüm okuduk. Sonra yanaklarıma gül kondurup yağmura karıştılar.
Hoca abla olmak çok güzel. Sevildiğinden çok sevmek belki de sevdiğinden çok sevilmek de cabası :)
Bu hediyeler küçük kız çocukları için
Öğrencilerimin çocukları da gelecek
Yarın sınıf pek şenlikli olacak
Şimdiden hazırım
Buyursunlar
Karne heyecanı her yanı sarmış durumda:)
YanıtlaSilÖyle öyle
SilAma benimkisi çifte telaş
ve tabii heyecan
Bir küçükler için
Bir de büyükler için hazırlık yapıyorum.
Öğrencin olabilir miyim?
YanıtlaSilSana hocam diyebilir miyim?
Hediyeler için değil...
Senin için...
Çok sevmen lazım
Sil:)
Bu arada yarım hikaye için geliyorum sayfana
Özendim valla:)
YanıtlaSilÖzledim diye okudum
Silİyi mi!!!
:)
Alemim yaaa
Sen özen ben özlerim
Her ne kadar tanımasam da
Sevgiler
:)
ablaaa bende bende bende istiyorum ama gösterecek bir karnem yok sorun olur mu? :)
YanıtlaSil