26 Mayıs 2015 Salı

Deli Bayram


Bayram. Kafasını sürekli kırıp kısacık saçlarla gezen değil. Bu deli Bayram. Müdüre bile dil çıkarıp, diklenen, terslenen, uyumsuz olduğu için öğretmenler odasında deli Bayram diye konuşulan ama benim kankam olan Bayram. Aramızda bir metre mesafe olmasına rağmen bırak beni diye bağıran, ders anlatırken sürekli küfür edip, tekme tokat arkadaşlarına dalan ama aslında her çocuk gibi sevgiye, ilgiye ihtiyaç duyan Bayram'ın tek sevdiği öğretmeni benim. Kendisi de söyledi, diğer meslektaşlarım da öyle düşünüyor. Diğerlerinin Deli olduğunu söylediği ama benim kankam olan Bayram her gün ve her teneffüs bana çiçek getirir. Bugün bir meslektaşım çay içerken gülerek, yarı şaka ama aslında gerçek  "neden hırsızlığı ödüllendiriyorsun?" diye sordu. Bayram. Babası sakat ve işsiz, annesi yaşlı, ablası özürlü ve sekiz çocuktan biri olan Bayram. Arkadaşları, ailesi itip kakmış, elimi uzattığımda döveceğimi sanıp başını koruyan ve büzülen Bayram. Hocam dedim. Belki yaptığım dediğiniz gibi hırsızlığı ödüllendirmek. Ama ben ilk önce onu kazanmak, beni sevmesini, bana güvenmesini sağlamak istiyorum. Sonra hataları düzeltilir. Getirdiği gülleri almayıp hırsızlığın kötülüğünden bahsetsem onu kazanamam, kimse kazanamaz derken "Aman canım zaten atılacak okuldan, kazansan ne kaybetsen ne " dedi. Bayram herkes ümidini kesmiş senden, vazgeçmişler seni sevmekten. Sen çalsan da o gülleri ben sınıfta uslu durduğun için sana gizliden fazla bir şeker daha vermeye devam edeceğim. Yolumu beklediğin gibi, bana vermediğin gülleri müdür yardımcısına verip bana ulaştırdığın gibi elim, gölgem, sevgim hep sana ulaşacak. Kaybetmeyeceğim seni, senin gibi olanları.

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Okulum ^^ 4 ^^


Ben de olsam bu fotoğrafı gördüğümde sizin gibi düşünürdüm. Kesin öğretmen yerde yazı yazan o iki öğrenciye ceza verdi. İşin aslı başka tabi. Altı saat sıralarında oturmaktan yorulduğu için kaşla göz arası çantasını yere atıp üzerine defterini koyarak verdiğim ödevi yapan Rojhat ve ondan cesaret alıp kendini pis ama serin betona bırakan Sedat. Daha önce böyle bir şey görmemenin şaşkınlığıyla fotoğrafladım anı. Çocuklar nasıl rahat ediyorlarsa öyle yazsınlar dedim, nasılsa son saat. Çok fazla sıkıp bunaltmanın gereği yok diye düşünüyorum :)


Kollarım çocuk ellerim çiçeklerle doluyor her gün. Öğretmenlerine çiçek vermenin sevincini yaşayan çocuklarla, eli kolu çiçek dolu öğretmenler odasına giren mutlu öğretmen bu gül buketi gibi sevgi ile birbirine bağlanıyor ve en güzel  tarafı da solmuyor. İstanbul heyecanı bir yanda, bir yanda aileme kavuşacak olmanın mutluluğu. Böyle geçip gidiyor zaman. Sizler neler yapıyorsunuz ?

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Okulum ^^ 3 ^^


45 tl ye 45 çocuk gülüşünü, sevincini satın aldım desem. Akıllarında, gönüllerinde yer eden çocukluklarına, okul yıllarına ait tatlı bir anı da ben olduğumu söylesem. Zor değil gönle girmek, gönüllere sevgi ekmek.


Günler öncesinden heyecanlanan, rüyalarında sınıfta kahvaltı yaptıklarını gören ve dahası kahvaltının yapılacağı günün gecesi heyecandan uymayan güzel çocuklarım var benim.  Okulun bahçesine girince açarım kollarımı. Doluverir kollarım çocuklarla. Her yanım günaydınlar, tünaydınlar, selamlar, gülüşmeler, cıvıldaşmalar. Kimi resim ödevini gösterir, kimi annesinin ördüğü saçlarını. Kimi bir dal nane verir, kimi solmaya yüz tutmuş, koklanmaktan canı çıkmış bir gül. Açmasam kollarımı itilir bu el değmemiş masumiyetteki güzellikler, boyunları bükülür. Ziyan olur, dallarından düşer. Ben her gün, ilk gün gibi coşkuyla kucaklarım, besmeleyle başlarım sevmeye.


İstanbul'dan size ne getireyim diye sorduğumda ŞEKER diyen şekerlerimin yüzleri de bahtları da hep aydınlık olsun. İstanbul için son dört gün. Beklemesi bile başka bir güzel. Güzel geçsin gününüz




6 Mayıs 2015 Çarşamba

Mardin Merin Kahvesi


Kaç kere plan yaptım, kaç kere gidilecek yerlerin listesini tuttum. Gezilecek yerler, tadına bakılacak yiyecekler, alınacak hediyelikler hep belliyken bir türlü gitmek kısmet olmadı Mardin'e. Sohbet esnasında gitmek istediğimden bahsettiğim bir arkadaşım Mardin'e gidince bol bol beni anmış. Tadamadıklarımdan tatmış, göremediklerimi görmüş. Gelirken arkadaşını unutmamış. Daha önce denemediğim Mardin Merin kahvesinden almış. (Mardin'e özgü olan ve yedi çeşit karışımdan yapılan bu kahveyi denemek için sabırsızlanıyorum) Kahvenin pişirileceği bakır cezvesine, suyun içileceği bakır maşrapasına varıncaya kadar unutmamış sağ olsun. Sevgili Z.Hanım ve A.Bey, sizi de ben düşünür, bana getirilmiş kahveden birkaç pişirimlik sizlere de ayırırm. Arkadaşlık böyle bir şey. Güzel mi güzel :)
Yakında İstanbul'a gidiyorum, hadi siz de sevincime ortak olun.Gelenlere çay ısmarlayabilirim :)
benzer
benzer